TBMM Lideri Mustafa Şentop: “Dünya çapında besin, su ve öteki gereksinimlerin karşılanmasında daha büyük zahmetler yaşanması beklenmektedir”
TBMM Lideri Mustafa Şentop : “Dünya çapında besin, su ve öbür gereksinimlerin karşılanmasında daha büyük zahmetler yaşanması beklenmektedir”
“Bugün, Doğu Avrupa’da yaşanan savaş sona erse bile, her beş yılda dört yüz milyon artan dünya nüfusu ve global iklim değişikliğinin ziraî üretim ve su kaynakları üzerindeki tesirleri git gide açığa çıkacak bir global krizi haber vermektedir”
ANKARA – TBMM Lideri Mustafa Şentop, “Bugün, Doğu Avrupa’da yaşanan savaş sona erse bile, her beş yılda dört yüz milyon artan dünya nüfusu ve global iklim değişikliğinin ziraî üretim ve su kaynakları üzerindeki tesirleri git gide açığa çıkacak bir global krizi haber vermektedir” dedi.
Şentop, TÜRKPA (Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi) Genel Şurası’nda konuştu. Şentop, ortak azimle TÜRKPA’yı kurduklarını belirterek, “Meclislerimizi bu ortak çatı altında birleştirdik, kardeş Türk halklarının meclisleri olarak birlikte çalışma geleneğimizi kökleştirdik. Bizler yan yana, omuz omuza, sırt sırta dururken; uzun ince bir yolun ortasında, geçmiş ve geleceği birbirine bağlıyoruz. Bizleri bir ortaya getiren kan bağımız, kültürümüz, lisanımız ve tarihi sorumluluğumuzdur. Kurumlarımız ve devletlerimiz yakınlaştıkça aslında sadece cetlerimize ve torunlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getiriyoruz. Üzerimize düşen en büyük vazife, Türk dünyasının köprülerini çoğaltmak, birbirimize yakınlaşmak ve bir arada çalışmaktır. Gelecek on yıllarda, geçmiş on yıllarda yapılanlardan çok daha fazlasını yapmaya, tıpkı yolda omuz omuza yürümeye devam edeceğiz” formunda konuştu.
Şentop, son yıllarda ülkelerinde, etraflarında ve tüm yerkürede yaşanan krizlerin, gelecek on yıllarda karşımıza çıkacak sınamaların bir yansıması olduğunu söyleyerek, “Dünya çapında besin, su ve diğer gereksinimlerin karşılanmasında daha büyük zahmetler yaşanması beklenmektedir. Bu durum, global ve bölgesel istikrarları değiştirebileceği üzere, istikrarsızlığa, savaşlara ve büyük nüfus hareketlerine yol açabilir. “Birlikten kuvvet doğar” kelamında olduğu üzere, karşımıza çıkacak zahmetlere ortaklaşa cevap verebildiğimiz ölçüde güçlü olacağız. Hudut aşan krizleri güç birliği yaparak denetim altına alabilirsek 21. yüzyıla gerçek manada damgamızı vuracağız. Bunun için bütün Türk devletlerinin ortamızda ve yanımızda olmasına muhtaçlık var. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin TÜRKPA’da gözlemci üye olmasıyla, daha güçlü ve daha kapsayıcı olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Medeniyetimizin en eski kaynaklarından bugüne kadar çağlayarak gelmiş lisanımız, örfümüz ve tevhit inancımız tıpkı atalarımızda olduğu üzere 21. yüzyılda da bizlerin zihninde ve gönlündedir. Bu miras sadece kendi hakkımızı savunmak için değil, diğer halklar için de adalet istemek, mazlumun yanında olmak gayesiyle bizlere güç vermektedir” tabirlerini kullandı.
Şentop şöyle konuştu:
“Bugün, Doğu Avrupa’da yaşanan savaş sona erse bile, her beş yılda dört yüz milyon artan dünya nüfusu ve global iklim değişikliğinin ziraî üretim ve su kaynakları üzerindeki tesirleri git gide açığa çıkacak bir global krizi haber vermektedir. 21. yüzyılda karşımıza çıkabilecek bu esaslı sıkıntılar şimdi kapımızı çalmadan tarım altyapımızı ve su kaynaklarımızı içinde bulunduğumuz yüzyılın ihtiyaçlarına uygun biçimde daha verimli kullanmak ve korumak için hazırlanmalıyız. Gelecek, bizler için yalnız iktisadi değil, toplumsal ve kültürel olarak da imtihanlar getirecektir. Öz kültürümüzü ve medeniyetimizi gelecek jenerasyonlara aktarabilmemiz, lakin etrafımızı saran yabancı tanınan kültür istilasına cevap verebilmemize bağlıdır. Aile kurumu ve geleneklerimiz, yabancı ve yapay figürlerin tesirine giren gençlerin kişiliğinde olması gereken yeri alamamaktadır. Bağımsız devletlere sahip olan toplumlar bile bu tesirler karşısında bedellerini kaybederken, farklı devletlerin sonları içinde yaşayan Türk halkları kendine yabancılaşmak bakımından daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Kırım’da ve öbür coğrafyalarda yaşayan Türk halklarının global güç çabasının bir piyonu olmasını kabul etmiyoruz.