Pakistan resmi ve sivil kurumlarıyla “asrın felaketi”nde dayanışma örneği gösterdi

Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin akabinde resmi ve sivil kurumlarıyla yardım seferberliği başlatan Pakistan, verdiği takviyelerle sıkıntı günlerinde Türkiye halkıyla dayanışma örneği sergiledi.

Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 11 ili etkileyen zelzeleler sonrası birçok ülkeden Türkiye’ye “yardım koridorları” aracılığıyla gereçler ulaştırıldı. Yıkıcı sarsıntılardan ötürü Türkiye’ye yardım eden ülkeler ortasında Pakistan da yer aldı.

Afetin çabucak akabinde Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçen Pakistanlı yetkililer, 2 arama kurtarma takımını zelzele bölgesine gönderdi. Pakistan Silahlı Kuvvetlerinden 32 kişilik ve Rescue 1122’den 52 kişilik gruplar de Adana ve Adıyaman’da konuşlandırıldı.

Arama ve kurtarma operasyonlarına değerli katkı sağlayan Pakistanlı gruplar, 28 kişiyi enkazdan kurtarmayı başardı.

Nakdi yardımlarda da büyük seferberlik başlatan dost ülkede devlet memurları maaşlarının bir kısmını afetzedelere bağışladı. Okullarda ve başka yerlerde yürütülen kampanyalar kapsamında da bağış yapıldı.

ABD ve İngiltere’de yaşayan Pakistanlı vatandaşlar ile sivil toplum kuruluşlarınca yürütülen tertiplerde da bağışlar toplandı ve yardım gereçleri tedarik edildi.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, zelzele bölgesini ziyaret eden birinci yabancı üst seviye devlet yetkililerinden oldu.

Bu kapsamda Pakistan’dan, doğal afetler nedeniyle battaniye, çadır ve ilaç üzere kaynakları sonlu olmasına karşın insani yardım materyalleri hava yoluyla Türkiye’ye ulaştırılmaya başlandı.

Başbakan Şerif’in yaptığı acil durum toplantısında, Pakistan’dan 50 bin çadır taşınmasına yönelik “özel uçuş operasyonu” başlatılmasına kararı alındı. Kelam konusu operasyon kapsamında 12-24 Mart tarihleri ortasında yaklaşık 50 bin çadır ve battaniye Türkiye’ye gönderildi.

Uçak seferlerinin yanı sıra Pakistan’dan yola çıkan “PNS Moawin” ve “PNS Nasr” yardım gemileri, 20 ve 23 Mart’ta Mersin Limanı’na ulaştı. Depremzedeler için insani yardım materyali taşıyan Pakistan Deniz Kuvvetlerine ilişkin ikinci gemide ise Pakistan Ulusal Günü kutlandı.

Pakistan hükümetinin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının yardım faaliyetleri de dayanışma sürecinde kıymetli rol oynadı.

Bu ortada Pakistan’dan yardıma gelen STK’lerin, rehabilitasyon süreci boyunca sarsıntı bölgesinde vazife yapmaya devam edeceği öğrenildi.

“Her vakit hemfikir olduk, birbirimizin yanında durduk”

Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, AA muhabirine, sarsıntılar sonrasında her yaştan ve bölümden kişinin birlikte çalıştığını söyledi.

Yardım merkezlerinde vazife aldığını anlatan Cüneyd, “Şahsen tanıdığım ve kendileri için kalkıp bir bardak su bile almayan insanların 20-30 kiloluk paketler taşıdığını görmek nitekim etkileyiciydi.” dedi.

Cüneyd, ABD’deki Türk büyükelçiliğine giden bir Pakistanlının, kimliğinin bilinmeyen kalması koşuluyla rehabilitasyon süreci için 30 milyon dolar bağışta bulunduğunu bildirdi.

Türkiye ve Pakistan’ın dini, kültürel ve etnik hususlarda çok büyük ortak mirasının bulunduğuna dikkati çeken Cüneyd, “Mümkün olan her alanda meselesiz halde işbirliği yaptık. Keşmir, Kıbrıs olsun, öteki rastgele bir sorun olsun, her vakit hemfikir olduk. Birbirimizin yanında durduk.” diye konuştu.

Cüneyd, ortak kültürel mirasa karşın Türkiye ve Pakistan ortasında ticaret münasebetlerinin eksik olduğuna değinerek, şunları söyledi:

“Türkiye ve Pakistan belirli alanlarda gelişmiş durumda ancak maalesef iş ilişkilerimiz olması gerektiği üzere kurulamadı. Bu vesileyle, temelde zelzele hakkında konuşma olmasına karşın, ekonomik olarak daha verimli faaliyet gösterdiğimiz sistem geliştirmemizi en içten biçimde arzuluyorum.”

“Türk kardeşlerime yalnızca bir mesajım var: Yalnız değilsiniz”

Geçmiş yıllarda da iki ülkede şahit olunan afetlerde iki ülkenin reaksiyonunun birebir istikamette gerçekleştiğine işaret eden Cüneyd, “Bu da Türkiye ile Pakistan ortasında neden bu kadar çok benzerlik olduğunu açıklıyor. Neden Pakistan’ın Türkiye, Türkiye’nin Pakistan için ‘kilit nokta’ olduğu sorusu daima vardır. Yani bunlar, ortak miras ve hatta ortak DNA olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Cüneyd, “Türkiye’nin her muhtaçlığımız olduğunda yanımızda olmasından büyük gurur duyuyoruz. Biliyorsunuz, Türkiye Kasım 1947’de Pakistan’ı birinci tanıyan ülkelerden biriydi. Çok açık biçimde bunun arkadaşlık olmadığını söyleyebiliriz. Hayır, bundan daha fazlası. Bu kardeşlik üzere.” tabirini kullandı.

Türkiye’yi kendi ülkesinden ayırt etmediğini lisana getiren Cüneyd, şunları kaydetti:

“Pakistan ve Türkiye’nin eşsiz ilgisi olduğunu söylemek isterim. Sevinçlerimiz ve hüzünlerimiz ortak. Birlikte acı çektik ve bir arada hareket ettik. Kardeşlerimizin gereksinimi olan her şey için buradayız. Türk kardeşlerime yalnızca bir mesajım var; lütfen kendinizi yalnız hissetmeyin. Yalnız değilsiniz. Sizinleyiz. Geçmiş olsun Türkiye.”