Ömer Fethi Gürer: “Bizi Dışa Bağımlı Kıldılar. Bu Bu türlü Giderse Ekimden Uzaklaşan Çiftçi Sayısı 1 Milyon, Ekilmeyen Arazi 5 Milyon Hektar”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Havamız var, suyumuz var, toprağımız var, çiftçimiz var bizi dışa bağımlı kıldılar. Bu bu türlü giderse ekimden uzaklaşan çiftçi sayısı 1 milyon, ekilmeyen arazi 5 milyon hektar. İleride sömürge ülke durumuna düşeriz. Açık, net ne yapacağımızı söyleyelim. Mazotta ÖTV, KDV’yi kaldıracağız. Kredi faizlerini sileceğiz, çiftçinin traktörüne, tarlasına icra gelmeyecek. 1 yıl evvelden hangi eseri ekeceğiniz konusunda yönlendirici olacağız, ceza vermeyeceğiz, ektiğiniz eserden ziyan ederseniz zararınızı karşılayacağız. Çiftçiye takviye bu türlü olur. Ziraat Bankası’nı yine çiftçi kuruluşu yapacağız” dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Çiftlik ve Ulukışla ilçelerinde üreticilerle bir ortaya gelerek, çiftçilerin yaşadığı meselelere ait tahlil tekliflerini anlattı. Gürer, şunları söyledi:

“EKİMDEN UZAKLAŞAN ÇİFTÇİ SAYISI 1 MİLYON”

“Girdi maliyetlerini düşürüp, çiftçiyi üretimde tutup siz güzellik yapmıyorsunuz bu ülkenin çiftçisine dedim. Bakınız tarımı ne hale getirdiler. Kanada’dan mercimek geliyor, Meksika’dan nohut geliyor, Yunanistan’dan pirinç geliyor, Bulgaristan’dan soğan geliyor, Mısır’dan patates geliyor, Ukrayna’dan Rusya’dan yağ geliyor, buğday geliyor. Yetmedi Amerika’dan ceviz geliyor. Havamız var, suyumuz var, toprağımız var, çiftçimiz var bizi dışa bağımlı kıldılar. Bu bu türlü giderse ekimden uzaklaşan çiftçi sayısı 1 milyon, ekilmeyen arazi 5 milyon hektar. İleride sömürge ülke durumuna düşeriz. Kırsala dönüşü sağlayacağız. Çiftçiye takviyesi vereceğiz, sopayla değil onu anlayarak, onunla konuşarak, onun problemini çözerek Türkiye’de tarımı ayağa kaldıracağız.

“MAZOTTA ÖTV, KDV’Yİ KALDIRACAĞIZ”

Çiftçilerin içinde bulunduğu durumu biliyoruz. Açık, net ne yapacağımızı söyleyelim. Mazotta ÖTV, KDV’yi kaldıracağız. Kredi faizlerini sileceğiz, çiftçinin traktörüne, tarlasına icra gelmeyecek. 1 yıl evvelce hangi eseri ekeceğiniz konusunda yönlendirici olacağız, ceza vermeyeceğiz, ektiğiniz eserden ziyan ederseniz zararınızı karşılayacağız. Çiftçiye dayanak bu türlü olur. Ziraat Bankası’nı tekrar çiftçi kuruluşu yapacağız. Toprak Mahsulleri Ofisi’ni (TMO) ithalatçı olmaktan çıkarıp çiftçiye hizmet eder hale getireceğiz. Kooperatifçiliği geliştireceğiz. Sizin ilacınızı, gübrenizi, tohumunuzu kooperatif uygun fiyattan verirken, eserin de satışında uygun fiyatla satarak hem üreteni hem tüketeni koruyacağız. Vurgun tertibini sona erdireceğiz. Rantçıların her basamakta ceplerine para girdirdikleri nizamı sona erdireceğiz.

“YANDAŞA, KAYIRMACI BİR ANLAYIŞA DEĞİL ÜRETİM YAPANIN YANINDA OLACAĞIZ”

Bugün soğan büyük kentlerde geçtiğimiz günlerde 30 liraya kadar çıktı. Artık Adana’nın, Hatay Reyhanlı’nın erkenci soğanları çıkıyor fiyat kısmi dengeleniyor ancak o ortada vurgunu vuran vurdu. Çiftçiye bunun yararı oldu mu? Olmadı. Onun için pahalı arkadaşlarım tarımda planlamayı önemseyeceğiz. Kırsala dönen çiftçilerin bayanları ve gençler için toplumsal güvenlik kurumu primini devlet ödeyecek. Yani gençleri tarımla yine buluşturacağız. Teşvikleri ve takviyeleri yanlışsız yerlere vereceğiz. Yandaşa, kayırmacı bir anlayışla değil üretim yapanın yanında olacağız. Sıkıntılarınızı biliyoruz.

“TARIM İÇİN BİZ YOL GÖSTERİYORUZ ONU BİLE BECEREMİYORLAR”

Türkiye genelinde de bunları konuşuyoruz. Tarım için biz yol gösteriyoruz onu bile beceremiyorlar. Artık planlamadan kelam ediyorlar. 21 yıl sonra akıllarına yeni gelmiş, hayvancılığın canına okudular. Süt inekleri, hamile inekler, düveler kesite gitti. Neden? Yem fiyatını düşürmediler. Yeme daima artırım geldi. Bugün bir süt yemi 50 kilosu 400 liraya dayandı. Saman oldu 1,5 liradan 3 liraya, yonca oldu 3 liradan 7 liraya nasıl yapacak hayvancılığı küçük aile tipi işletmeleri? Onun için yemde de sübvanse edeceğiz, takviyemizi vereceğiz. Tekrar kamucu bir anlayışla bunların yok ettiklerini yine var edeceğiz.

“ŞİMDİ GÜBRE BİLE İRAN’DAN, MISIR’DAN GELİYOR”

Gübreyi evvelce ülkede kamu kuruluşu olan GÜBRETAŞ üretip dağıtıyordu. Özelleştirdiler artık gübre bile İran’dan geliyor, Mısır’dan geliyor. Bu gidiş, gidiş değil. TÜİK ne yapıyor? Gübrenin fiyatını düşürüyor. Ne vakit? Gereksiniminiz olan gübrenin fiyatı yükseliyor fakat gereksiniminiz olmayan düşüyor ve diyor ki, ‘1 yılda yüzde 156 gübre arttı’. Bakan’a soruyorum ‘yüzde 342 arttı’ diyor. Bunun sürdürülebilirliği yok. Bugün eseri satıyor, cebinize parayı koyuyorsunuz para kazandım sanıyorsunuz fakat 1 yıl sonra tıpkı parayla tıpkı eseri üretmeye kalksanız sorun yaşıyorsunuz. İstikrar olmazsa, tertip tutmazsa sizin eseriniz bedel bulmazsa ileride tarımda meseleler daha da artar.”