İzmir’de Emekliler, Hükümeti Protesto Etti: “Patates, Soğan, Güle Güle Erdoğan”

KERİM UĞUR

DİSK’e bağlı Emekli-Sen’in üyeleri, “Emekliler, yoksullukta değil, refahta eşitlensin” sloganıyla İzmir

“Patates, soğan, güle güle Erdoğan” sloganı atan emekliler ismine konuşan Emekli-Sen Ege Bölge Temsilcisi Sebahattin Yeşiltepe, şunları söyledi:

“3 Nisan 2023 tarihinde, Saray’ın istatistik uydurma kurumu açıkladı; yıllık enflasyon yüzde 50,51. Başka yandan konfederasyonumuz DİSK’in Araştırma Merkezi hesapladı; emeklilerin ve dar gelirlilerin besin enflasyonu yüzde 87-100 aralığında seyrediyor. Açıklanan ve gerçekleşen enflasyon ortasındaki uçurumun yanında, 14 milyonu aşkın emekli ve hak sahibi yurttaş, açlık hududunun altında yaşamaya mahkum ediliyor. Dahası, açlık hududu altında kalan emekli aylıklarına yapılan kelamda iyileştirmeler de emeklileri açlık ve yoksulluk kıskacından kurtarmıyor. Emekli maaşlarının belirlenmesinde refahta eşitlik değil, tabana hakikat yarış prensibi benimseniyor. Demokrasi, eşitlik ve adalette tabana yanlışsız yarışanlardan hesap soracağız.

“HELALLEŞMİYORUZ. HEM SOKAKTA HEM DE SANDIKTA HESAP SORUYORUZ”

Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile en düşük emekli maaşının 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya yükseltileceği duyuruldu. Bir müjde üzere verilen bu haberin akabinde Meclis’ten geçen bu düzenleme, milyonlarca emekli için hiçbir mana tabir etmedi. Çünkü emekli maaşlarına oransal ya da seyyanen bir artırım öngörülmedi. 7 bin 500 liranın altında maaş alan emeklilerin maaşlarının Hazine yardımıyla 7 bin 500 liraya tamamlanacağı karara bağlandı. Hasebiyle emeklilerin kök maaşı birebir kaldı. Emekli maaşlarına ileride yapılacak artırımların 7 bin 500 lira üzerinden değil, bu kök maaşlar üzerinden gerçekleşeceği, başka yandan 7 bin 500 liradan bir lira fazla maaş alan emeklilere bu düzenlemenin hiçbir katkısı olmayacağı açıkken seçim yatırımı umuduyla yapılan bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Emekliler açlık hududunun altında maaşlarla ömür gayreti vermeye bir kere daha mahkum edilirken, en düşük emekli maaşı ortalama emekli maaşı haline getirilirken sessiz kalmamak boynumuzun borcudur. Susmuyoruz, helalleşmiyoruz. Hem sokakta hem de sandıkta hesap soruyoruz.

“EMEKLİLER, HESABI MAHŞERE BIRAKMAYACAK”

Türkiye’de emeklilerin tek sorunu açlık sonun altındaki maaşları da değildir. Emekliler, özelleştirilen sıhhat sisteminin, betonlaştırılan tabiatın, yaşanılmaz hale gelen etrafın bedelini, fizyolojik ve ruhsal sıhhatlerini kaybederek, toplumdan yalıtılarak, yalnızlaştırılarak, sarsıntılarda ve tüm öteki afetlerde ömürlerinden olarak ödemektedir. Emeklileri enflasyona ezdirenler, emeklilerin sıhhat hakkını, barınma hakkını, inançlı etraf hakkını ve en nihayet hayat hakkını gasp etmekten de geri durmamaktadır. Öyleyse emekliler, devlete toplumsal niteliğini yine kazandırmak için, insan onuruna yakışır bir ömrü inşa etmek için, sendikal hak ve özgürlüklerini kazanmak için susmayacak, hayatına kastedenlerle helalleşmeyecektir. Emekliler, dün olduğu üzere bugün de sokaklarda hesap sormaktadır, soracaktır. Emekliler, hesabı mahşere bırakmayacak, utanmadan oylarına talip olan düzenbazlardan sandıkta da hesap sormaktan geri durmayacaktır.”

TALEPLERİNİ LİSANA GETİRDİLER

Yeşiltepe, açıklamanın sonunda taleplerini de şu sözlerle lisana getirdi:

“Emeklilikte insan onuruna yaraşır fiyat alınmalıdır. Emekli fiyatları, enflasyona değil ulusal gelire endeksli olmalıdır. Emekli aylığı bağlama oranları eski seviyeye çekilmeli ve güncelleme katsayısında ulusal gelir artışının tümü dikkate almamalıdır. En düşük emekli aylağı minimum fiyat düzeyine çıkarılmalıdır. Emekli ikramiyeleri taban fiyat düzeyine çıkarılmalıdır. Emekli fiyatları ortasındaki farklılıkların giderilmesi için emeklilikte intibak yasası çıkarılmalıdır. Tıpkı şartlarda emekli olanların aylıkları ortasındaki uçurum kapatılmalıdır. Mezarda emeklilik uygulamasına son verilmelidir. Emeklilikte yaş koşulu, adil bir biçimde ve kademeli olarak yine düzenlenmelidir. Emekli olmak için 2008 sonrası yükseltilen prim gün sayısı koşulu makul bir seviyeye çekilmelidir. Emeklilerin sıhhat hizmetlerinde iştirak hissesi kaldırılmalıdır. Emeklilerle ilgili siyaset yapılacağında emeklilere danışılmalıdır ve tüm bunları gerçek manada yaşama geçirilebilmesi için emeklilerin sendikal hak ve özgürlükleri ile toplu pazarlık hakları tanınmalıdır. Emeklilerin somut talepleri açıktır, nettir. Taleplerimizin yaşama geçirilmesi mümkündür, mecburidir. Yoksullukta değil refahta birleşmek hakkımızdır.”

“SOĞAN PARASINA KOLYE ALIR BOYNUMUZA TAKARDIK”

ANKA Haber Ajansı’na konuşan emekli Firdevs Kutluk, “Emeklilerin içinde bulunduğu durum malum, hepimiz açlık sonunun altında aldığımız maaşlarla sürünüyoruz. Evvelce biz, bu soğan parasıyla altın alıyorduk, kolye takıyorduk boynumuza. Bir kilo soğan parasına gram altın alıp küçükte bir kolye alıp takabiliyorduk. Meğer bugün biz, soğanı kiloyla değil taneyle alıyoruz artık. Yıllar boyunca çalıştık, ürettik, devlete vergimizi verdik fakat sonunda onurlu bir hayat sürmek istiyoruz. Halbuki içinde bulunduğumuz bu durum bizi sefalete sürükledi. Biz, emekli olduğumuzda, uzun süren çalışma hayatımız boyunca her şeyi öteledik. Emekli olduğumuzda sefa sürecek durumda olacakken sefalet sürer hale geldik. Yakında bayram var. Çocuklar, torunlar gelecekler. Biz, onlara ne vereceğiz, kendi karnımızı doyuramazken? Onlara harçlık veremeyeceğiz, kıyafet alamayacağız, armağan veremeyeceğiz. Yani biz de bunun hesabını iktidardan soracağız. Sandık önümüze konduğunda, verilmeyen haklarımızın hesabını soracağız” dedi.

“BİR SOĞAN KIYMETİNDE OLAMAYACAKSAK BİZ NEDEN VARIZ”

Emeklilerin hayatının çok güç olduğunu lisana getiren emekli Deniz Şimşek de “Hayat çok kıymetli. Çalışanın hiçbir vakit kıymeti yok, kıymetlerimizi istiyoruz. Bize değer verilmesini istiyoruz. İnsan üzere yaşamak istiyoruz. Bir soğan kıymetinde olmayacaksak biz neden varız” diye konuştu.

“AVRUPALI EMEKLİLER ÜZERE YAŞAMAK İSTİYORUM”

Emekli Şükran Sayır ise “Ben, Avrupalı üzere yaşamak istiyorum. Sürünerek yaşamak istemiyorum. Onların yaşlıları üzere yaşamak istiyorum” dedi.