İmamoğlu, Kırklareli’nde: “Vallahi O ‘Ben’ Diyen Aklı, Çabucak 14 Mayıs’ta Konutuna Yollayacağız”

HABER: OKTAY YILDIRIM KAMERA: ADEM KARABAYIR

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Kırklareli‘nde vatandaşlarla buluştu. Cumhuriyet Meydanı’nda konuşan İmamoğlu, “İktidar istiyoruz. Niye? Bir avuç insan değil, bir kişinin iktidarı hiç değil, bir ailenin iktidarı asla değil. Biz, 86 milyon insanımızın iktidarı için yola çıktık. Şu anda bu memleketin en büyük sorunu ne biliyor musunuz? Diyor ki bir akıl: ‘Ben bilirim. Ben yaparım. Ben ne dersem o yanlışsız.’ Vallahi o ‘Ben’ diyen aklı, çabucak 14 Mayıs’ta meskenine yollayacağız. Daima birlikte iktidar olalım. 86 milyon iktidar olsun. Her şey çok hoş olsun” dedi.

Millet İttifakı’nın, seçimlerden sonra Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanması konusunda uzlaştığı İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Kırklareli‘yi ziyaret etti. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Lideri Kadir Albayrak ve Büyükçekmece Belediye Lideri Hasan Akgün’ün de eşlik ettiği İmamoğlu çifti, Kırklareli Belediye Lideri Mehmet Siyam Kesimoğlu ile eşi Sibel Kesimoğlu rehberliğinde kentte bir dizi ziyaretlerde bulundu. İmamoğlu ve beraberindeki heyetin kentteki birinci durağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’te doğduğu konutun birebir birebiri biçiminde inşa edilen Yayla Mahallesi’ndeki ‘Atatürk Evi’ oldu. Müze ziyaretinin akabinde Cumhuriyet Caddesi’ne geçen İmamoğlu, Albayrak ve Kesimoğlu, esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Vatandaşların ve esnafın ağır ilgisiyle karşılaşan İmamoğlu, yurttaşlardan gelen fotoğraf çektirme isteklerini yerine getirdi.

KILIÇDAROĞLU, AKŞENER VE YAVAŞ’IN SELAMLARINI İLETTİ

Esnaf ziyaretinin akabinde Kırklareli Belediye Başkanlığı’nı ziyaret eden İmamoğlu, belediye meclisinde kısa bir konuşma yaptı. İmamoğlu, ikinci konuşmasını ise belediye binası önündeki Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran coşkulu vatandaş topluluğuna yaptı. Vatandaşlara; Millet İttifakı’nın kurucu önderleri CHP Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Altılı Masa önderleri ile Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ın selamlarını ileten İmamoğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“ÖNCELİKLE DEMOKRASİMİZİ RAYLARINA OTURTACAĞIZ: Çok kıymetli bir seyahat bu. 2023 yılı, Cumhuriyet’imizin 100’ncü yılı. Öteki şeyler konuşmak isterdik. Öteki maksatları bugün bu meydanda anlatmak isterdik. Fakat, öncelikli yapmamız gereken sorumluluklarımız var. Nedir bu sorumluluklar? Öncelikle demokrasimizi raylarına oturtacağız. Bu memlekette hak hukuk, adalet ögelerini tekrar güçlü bir formda memleketimizin önüne koyacağız. Tıpkı vakitte eğitimden iktisada, sağlıktan tarıma, aklınıza gelebilecek bütün ögelerle ilgili ağır bir çalışmanın içerisinde olacağız. Yani yine bir yapılanma, bir revizyona gereksinimi var memleketimizin. Memleketimiz, büyük kayıplar yaşadı. Son yıllarda önemli meseleler yaşadı. Bu sıkıntıları rehabilite edecek, düzeltecek bir periyoda gereksinimimiz var. Onun için yola çıkıyoruz. Onun için büyük bir ittifak ortaya koyuyoruz. Onun için uzlaşıyoruz. Bu memleketin bu türlü bir iktidar periyodunu, 100’ncü yılında daima birlikte kazanacağız.

86 MİLYON İNSANIMIZIN İKTİDARI İÇİN YOLA ÇIKTIK: İktidar istiyoruz. Niye? Bir avuç insan değil, bir kişinin iktidarı hiç değil, bir ailenin iktidarı asla değil. Biz, 86 milyon insanımızın iktidarı için yola çıktık. Biz, bu memleketin gençleri, çocukları, hayallerini bu ülkenin sonlarının dışına değil, bu ülkenin topraklarınsa gerçekleştirmeleri için yola çıktık. Bu memleketin insanları, tarım yapmadan topraklarını grup biçmeden, üretmeden değil, memleketimizin her köşesinde, topraklarında rahmet fışkırsın diye yola çıktık. İşte böylesi bir periyotta sorumluluk alacağız. Bu memlekette bayanların ezaya düştüğü, şiddete uğradığı, bayanların hak ve özgürlüklerinin siyasi pazarlık yapılmadığı bir memleket olsun diye yola çıktık. Biz, biz bu ülkede, 100’üncü yılında Cumhuriyet’in, dünyanın 21 yüzyılında, kız çocuklarımızın okullara gidemediği, eğitimi gereğince alamadığı, memleketin neresinde olursa olsun, bilhassa kız çocuklarımızın hiçbir şiddete maruz kalmadığı bir ülke olmak için yola çıktık.

ŞU ANDA BU MEMLEKETTE ÜNİVERSİTELER NİYE KAPALI?: Biz, bu ülkede, gençlerimizi nasıl görüyoruz biliyor musunuz? Hani birileri üzere, ‘Giderse gitsinler’ diyen değil… Oy vermesi için de değil. Yani gençlere oy deposu diye bakan biri olarak da değil, asla. Ben, kendimi nasıl görüyorum biliyor musunuz? Bu ülkede 15-30 yaş ortası kaç gencimiz var? Sayısını söyleyeyim: 21 milyon gencimiz var. Ben, sırtımı onlara yaslamak için yola çıktım. Gençlerin gücüyle, gençlerin fikriyle, zikriyle, aklıyla, gençlerin yaratıcı hisleriyle ülkemiz güçlensin diye yola çıktım. Nasıl olacak? Gençlerimiz özgür olacak. Gençlerimiz konuşacak. Gençlerimiz fikirlerini her yerde söyleyecek. Gençlerimizi hiç kimse susturamayacak. Onlar özgürleştikçe, üretecekler. Onlar özgürleştikçe, memleketin en yaratıcı ögeleri olacaklar. İşte bugünün iktidarı, ortaya koyduğu yasaklarla, onların önüne manileri diziyor. Allah aşkına, sorarım size: Şu anda bu memlekette üniversiteler niye kapalı? Aklınız alıyor mu? Bunu nereye sığdırabilirsiniz? Gençlerin eğitimi alamaması için bile karar alabilecek kadar gözleri kararmış, beyinleri ne yazık ki diğer türlü çalışan insanlardan bu memleket kurtulsun diye yola çıkıyoruz. Özgür üniversiteler, kapılarında TOMA’lar, tanklar bekleyen değil; dünyanın birinci 100’üne, 500’üne giren, bilim üreten, ilim üreten, fikir üreten, icatlar yapan, üniversiteleri büyüsün diye, Boğaziçi, İTÜ, İstanbul Üniversitesi hak ettiği yere gelsin diye, yola çıkıyoruz.

HAK ETTİĞİMİZ YERDE DEĞİLİZ: Hak ettiğimiz yerde değiliz. Bu memleketin üreten insanlarıyla çok süratli yol alırız. Lakin prangalarımız var. Bunlardan kurtulmalıyız. Şu anda bu memleketin en büyük sorunu ne biliyor musunuz? Diyor ki bir akıl: ‘Ben bilirim. Ben yaparım. Ben ne dersem o yanlışsız.’ Allah aşkına burada anneler, babalar var. Gülümseyerek soruyorum. Bizim de eşimle bir arada üç evladımız var. Hepimizin evlatlarını Allah bağışlasın. En küçüğünden, bebeğinden, anne-baba olarak bir gün ona ‘Ben bilirim’ diye dayatın, size etmediğini bırakmaz. Size konutundaki hayatı zehreder. Vallahi o ‘Ben’ diyen aklı, çabucak 14 Mayıs’ta meskenine yollayacağız. Konutuna yollayacağız onu. Hangi akıl gelecek? Vatandaşına yüzünü dönen, bu memleketin 86 milyon beşerinin fikrinden faydalanan, şu zenginliğin farkında olan, onlarla düşünen, onlarla üreten, onların hakkını savunan, bu memleketin zenginliklerini onlarla paylaşan, bir avuç beşerle değil, milletiyle paylaşan akıl iktidara geliyor.

KADROLARIMIZ ÇOK GÜÇLÜ; ZİRA SİZ VARSINIZ: Çok kıymetli bir vakit dilimindeyiz dostlar. Hepimiz, geleceğimizi düşünüyorsak, çocuklarımızı ve gençlerimizi düşünüyorsak, yarını düşünüyorsak; derhal daima birlikte elimizi taşın altına koyacağız. Amasız, fakatsız; efendim sağcıymış, solcuymuş, ocuymuş, bucuymuş, yok. Memleketimin en kuzeyinden en güneyine, en batısından en doğusuna, her yurttaşımızla, 86 milyon insanımızın birini bile ayırmadan, her vatandaşımızla bu seyahate çıkacağız. Oyumuzu, millet için kullanacağız. Oyumuzu, milletin iktidarı için kullanacağız. Oyumuzu, Millet İttifakı için kullanacağız. Takımlarımız çok varlıklı, onu söyleyeyim. En başta Genel Liderimizin devlet aklı, Genel Liderimizin vicdanı, Genel Liderimizin hak, hukuk, adalet kavramlarına olan düşkünlüğü bir sefer zihninizde dursun. Tıpkı vakitte, bu takımın içerisinde çok değerli önderler, yöneticiler olduğunu az evvel söyledim. Bir kısmının selamını da size getirdim. Fakat niçin güçlü takımımız var biliyor musunuz? Zira siz varsınız. Bakın; bu memleketin liyakatli insanları hak ettiği yerlerde misyon yaptığı takdirde, bu ülkenin hiçbir sorunu yok. Onun için zenginiz. Biz, bir aile iktidarı kurmaya gelmiyoruz. Biz, partili insanların yetki sahibi olduğu bir ortamı kurmaya gelmiyoruz. Biz, devletin takımlarında, bu ülkenin evlatları imtihanlarda haksızlığa uğrayarak değil, liyakatiyle yükselen bir ülke var etmek için geliyoruz. İşte onun için en büyük zenginliğinden faydalanan bir iktidar olacağız.

SANDIKTA O DENLİ BİR DEMOKRASİ TOKADI ATTI Kİ MİLLETİMİZ, HALA AKILLARI BAŞINA GELMEDİ: Biz İstanbul’da bir seçim yaşadık. Ne yaptılar? İstanbul’da seçimi kazanmak için ellerinden geleni yaptılar. Hatta her türlü kirliliği, her türlü karalamayı yaptılar, tekrar de seçimi kazandık. Yetinmediler, seçimi elimizden almaya kalktılar. Seçimi iptal etmeye kalktılar. Ne yaptı bizim milletimiz? Sandıkta o denli bir demokrasi tokadı attı ki, hala akılları başına gelmedi, hala. Hala başları dönüyor. Varsa yoksa İmamoğlu. ya bir belediye liderine bu kadar uğraşılır mı? Sebebi ne biliyor musunuz? O milletin demokrasi tokadı o denli sert ki, hala sendeliyor. Var mısınız o sendeleyeni yere düşürmeye? Var mısınız bir demokrasi tokadı da atmaya? Daima bir arada yapacağız. Bu demokrasi tokadı, nakavt eder. Lakin düzgün tarafı şu: Çabucak kalkarsın, seni meskenine yollar. O denli boks ringi üzere değil. Bunu başaracağız. Önümüzdeki günlerde birçok politikayı, inanın tarımdan iktisada, sağlıktan kültüre, sanata, bilime, teknolojiye, memleketin yirmi birinci yüzyılda dünyada bir ‘maraba’ değil, birinin taşeronu değil, ana üretici bir ülke olmayı başaracağız daima birlikte. Ben, benim evladımın, üç çocuğumun, iki oğlumun, bir kızımın, bir taşeron ülkenin evladı olmasını istemiyorum.

ÖNCE SEÇİMİ ALMAMIZ LAZIM: Ben, üç evladım için neyi istiyorsam, şurada aralarınızda gördüğüm o pırıl pırıl çocukların da gençlerin de ürettikleri, ürettikleriyle gurur duydukları, icatlarıyla dünyayı salladıkları bir memleket istiyorum. İşte onun için o yeri hazırlayacak siyasetleri sizlere sunacağız. Sizlerin takdirine sunacağız. Onlarla da yetinmeyeceğiz. Sizlerle geliştireceğiz. Fakat evvel seçimi almamız lazım. Seçime kadar çok çalışmanız lazım. Herkesle güler yüzlü konuşun. ‘Bu canımızı sıkan tavırları, halleri bize yansıtan, yaşatan, her akşam televizyon programlarında, mitinglerinde insanlarını döver üzere konuşan insanlardan kurtulmak istiyoruz’ deyin. ‘Biz, güler yüzle, şefkatle, meskenin ağabeyi üzere, meskenin kardeşi üzere, konutun evladı üzere, meskenin babası üzere, meskenin bir ferdi üzere olduğunu hisseden, vatandaşın gözünün içine Atatürk üzere bakan insanların bu memleketi yönetmesini istiyoruz’ deyin. Az kaldı, bunu yapacağız. Biz, ‘Birlikten güç doğar’ diye yola çıktık. Biz, birliğin gücünün memleket için çok âlâ olacağını bildiğimiz için yola çıktık. Tek bir arkadaşımızın, tek bir kardeşimizin bile ayrışmasını is-te-mi-yo-ruz. Herkes birleşsin istiyoruz. Birleşmeyeni, seçimden sonra birleştiririz; o başka. Lakin siz, ayrışmayacaksınız. Milletimizin o birleşen gücün yanında olan ruhuyla, oyunu Millet İttifakı için istiyoruz.

HER GÜNÜMÜZ ÇALIŞARAK GEÇECEK: Birazdan yola çıkıp Edirne’ye gideceğiz. Orada hemşerilerimi selamlamaya devam edeceğim. Yarın İstanbul’da ilçe ilçe gezip, çok hoş iki açılışı Sayın Meral Akşener hanımefendiyle yapacağım. Cumartesi günü hem Sinop’tayım hem de akşam Genel Liderimiz, saygıdeğer Cumhurbaşkanı adayımız, -ben artık ‘Cumhurbaşkanım’ demek istiyorum- Cumhurbaşkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte, Sayın Temel Karamollaoğlu’nun iftarına katılacağız. ve işte bu türlü her günümüz çalışarak geçecek. Hoş Ramazan ayının bütün rahmeti, bütün hoşlukları üzerinizde olsun. Hoş Ramazan ayının bütün hisleri hanenize bolluk, rahmet getirsin. Sıhhat sıhhat getirsin. Memleketimizin güneyinde bir afetle karşılaştık. Zelzelede insanlarımızı yitirdik. Canlarımızı kaybettik. Rahmet diliyoruz. Yerleri cennet olsun. Vatandaşlarımızın acısını paylaşıyoruz. Vatanımızın o cennet köşesini, o hoş Hatay’ımızdan Malatya’ya, Diyarbakır’dan Adıyaman’a, Maraş’a, her toprağını hoş kıymetlendiren ve yanlışları düzelten, dünyanın en çağdaş şehirciliğini bu gelecek jenerasyonlarını oralarda keyifli eden bir bölgeyi tekrar inşa edeceğimize hepinizin huzurunda milletime kelam veriyorum. Kelam veriyoruz.

DEPREMİN YARATTIĞI ACIDAN OY DEVŞİRMEYE KALKAN AKILDAN KURTULACAĞIZ: Oraya gidip, ‘Aman aman çabucak bir temel atalım, iki yere beton dökelim, üç yerde sallanan demirlere beton fışkırtalım…’ Bakın; bu kötülük. Bakın; bu makus akıl. Zelzelenin yarattığı acıdan, insanlarımızın gereksinimlerinden oy devşirmeye kalkan akıldan kurtulacağız. Kardeşim, orada yaşayan insanlarımızın evvel barınma gereksinimlerini çözelim. Acil gereksinimlerini çözelim. Ondan sonra konutlarının süreksiz noktada tahlillerini ve süratlice kalıcı konutlarını, sağlam yerlerde, örneğin Hatay’ın maneviyatını, medeniyetini, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Hatay benim meselemdir’ diyecek o titizliği gösteren işler yapalım. Yok. Gitmiş o akıl, gitmiş. Bir kişiyi memnun etme aklı, yalnızca oylarını kandırarak da olsa alma aklı. En büyük şeyi söyleyeyim. Bu kardeşiniz kelam veriyor. Ömrü boyunca, hayatı boyunca, Cumhurbaşkanı adayımız ve bütün ögeleriyle, bu millet iktidarı, bu Millet İttifakı sizi hiç aldatmayacak. Onun için; sevgili Hataylı dostlarım, hoş çocuklar, hoş gençler, sizi sarıp sarmalıyorum, kucaklıyorum sizi. Yüreğinize sıhhat.

BAYRAMIN BİRİNCİ GÜNÜ HATAY’DA OLACAĞIM: Bayramın birinci günü de Hatay’da olacağım. Bu bayramı Hataylılarla geçireceğim. Bütün arkadaşlarımız, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sarsıntı bölgesinde olacak. Acıları da biz saracağız. Bu sıkıntı şartlarda, yüzüncü yılda, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, daima birlikte ayağa kalkacağız. Kıymetli dostlar, çok teşekkür ediyorum. Değerli dostum Mehmet Siyam Kesimoğlu’na teşekkür ediyorum. Değerli eşi hanımefendiye teşekkür ediyorum. Yolumuzun bir olduğunu unutmayın. Yolumuzun uzun olduğunu unutmayın. Çok çalışacağımızı unutmayın. Kendinize güvenmeyi unutmayın. Umudun siz olduğunu unutmayın. Umut sizsiniz. Umudun kendiniz olduğunu unutmayın. Kol kola olun. Birlikten kuvvet doğar. Birliğin gücünün her biriniz bir ferdi olun. Daima birlikte iktidar olalım. 86 milyon iktidar olsun. Her şey çok hoş olsun.”

KESİMOĞLU: KIRKLARELİ’NDEN HAYKIRIYORUZ: GELİYOR GELMEKTE OLAN

Kırklareli Belediye Lideri Kesimoğlu da şöyle konuştu:

“Artık burada aday yok. Burada Cumhurbaşkanı Yardımcımız var. Kırklareli’nden, Cumhuriyet Meydanı’ndan, Türkiye’ye haykırıyoruz. Geliyor gelmekte olan. Ayak sesleri geliyor. Ne diyor? ‘Ben Kemal, geliyorum.’ Bir yazgı seçimine gidiyoruz. Ancak sonuç, bugün buradan muhakkak. Her şeyi çok hoş olacak. Daima birlikte ayağa kalkacağız. Ülkenin yazgısına el koyacağız. Millet İttifakı olarak, ülkenin geleceğine el koyacağız. Ortamızda farklılıklarımız olabilir. O farklılıklar, hepimizin zenginlikleri. Biz, o farklılıklarımızı bir zenginlik olarak kabul edip, bu vatan dediğimiz toprak modülü üzerinde yan yana, barış içinde, huzur içerisinde yaşamak. Zira her birimizin ortak paydası demokrasi; her birimizin ortak paydası Cumhuriyet; hepimizin ortak paydası, hukuk devleti, insan hakları, laiklik; hepimizi yaratan paydası bayrak, bayrağımız. Vatan ve hepimizin sevdası değil, hepimizin kara sevdası Mustafa Kemal Atatürk.”