Hatay’da zelzelede yıkılmayan konutlara dağdan kopan kayalar ziyan verdi

SİNAN BALCIKOCA/SERGEN SEZGİN – Hatay‘ın Antakya ilçesinde sarsıntının tesiriyle Habib-i Neccar Dağı’ndan kopan kayalar, dağın eteklerinde konseyi Hacı Ömer Alpagot Mahallesi’ndeki birtakım meskenlerin yıkılmasına neden oldu.

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli sarsıntılar, Antakya ilçesinde ovada heyeti mahallelerde büyük yıkıma yol açtı.

“Dağ mahallesi” olarak isimlendirilen müstakil meskenlerin bulunduğu Hacı Ömer Alpagot Mahallesi’nde ise kimi konutlar, sarsıntı nedeniyle dağdan kopan kayalarla yıkıldı.

Bazı meskenler üzerine düşen kayalar nedeniyle adeta dümdüz olurken, birçoğu da ağır hasar aldı. Dağdan kopan kayaların bir kısmı da mahallenin yollarına düşerek kimi araçlara ziyan verdi.

-“Bizim konutlarımız sarsıntıdan yıkılmadı”

Evi dağdan kopan kaya nedeniyle ağır hasar alan mahalle sakinlerinden Adnan Daglı, AA muhabirine, çocukluğundan beri Hacı Ömer Alpagot Mahallesi’nde yaşadığını söyledi.

Çok korktuklarını tabir eden Daglı, “Kayalar birbirine çarparak dağdan indi. Kimi meskenler büsbütün yıkıldı. Antakya merkezinin halini görünce halimize şükrettik. Antakya merkezinde adeta can pazarı yaşanmış. Bizim meskenlerimiz zelzeleden yıkılmadı, dağdan gelen kayalar konutumuzu bu hale getirdi. Mahallede 17 mesken yıkıldı, 4 kişi öldü. Kimi komşularımız da yaralı, hastanede tedavi görüyor. Kayalar konutlarımızın içine girdi. Birtakım meskenler büsbütün yıkılarak moloz haline gelmiş.” diye konuştu.

“Kayaların birbirine çarparak çıkardığı kıvılcımları gördüm”

Mahalle sakinlerinden Remzi Yanlışsız da hem sarsıntı hem de dağdan kopan kayalar nedeniyle adeta felaketi yaşadıklarını anlattı.

Ablasının meskeninin de dağdan kopan kayalar nedeniyle yıkıldığını belirten Yanlışsız, şunları anlattı:

“Kayalar olmasaydı, mahallemizde kimsenin burnu kanamazdı. Kayaların altında kalan bir bayanın ayağını kesmek zorunda kaldılar. Birkaç saniyeyle hayatını kurtaranlar oldu. Evimden kaçarken düşen kayaların birbirine çarparak çıkardığı kıvılcımları gördüm. Şimşek üzere çakıyordu. Bir yandan zelzele, bir yandan kayalar, bir yandan da yağmur, Allah kimsenin başına vermesin.”