Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı ABD’de “asrın felaketini” anlattı
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığının ABD’nin başşehri Washington‘da Kahramanmaraş merkezli zelzelelere ait düzenlediği panelde, memleketler arası dayanışmanın değeri ve bu dayanışmanın ülkelerin diplomatik alakalarına tesiri masaya yatırıldı.
İletişim Başkanlığı, 16-21 Nisan’da ABD’de “asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli sarsıntılara ait bir dizi panel ve görüşmeler yapıyor.
Bu kapsamda Washington‘da yapılan “Afet Diplomasisi: Dirençli bir dünya için milletlerarası dayanışmayı tekrar kurgulamak” başlıklı panele, TBMM Sanayi, Ticaret, Güç, Olağan Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komitesi Lideri ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, AFAD Sarsıntı ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Siyasetler Konseyi üyeleri Prof. Dr. Davet Erhan ve Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ve Newsweek köşe müellifi Tom O’Connor konuşmacı olarak katıldı.
Panel öncesinde İrtibat Lider Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir’in moderatörlüğündeki heyet, Türk basın mensuplarıyla bir ortaya geldi.
Özdemir, ABD’deki etkinliklere ait, Prof. Dr. Tatar da zelzelelerin büyüklüğü ve neden olduğu yıkıma ait bilgiler verdi.
Tatar, 6 Şubat zelzelelerinin dünyada tıpkı anda 7 farklı fay kesiminin 9 saat ortayla kırıldığı tek örnek olduğunu söyledi ve bu zelzeleleri “asrın değil asırların felaketi” olarak niteledi.
Afet’in etkilediği alanın büyüklüğüne de dikkati çeken Tatar, başta arama kurtarma olmak üzere sarsıntının tesirleri ile gayret konusunda gösterilen efora vurgu yaptı.
Konya Milletvekili Altunyaldız ise yaptığı değerlendirmede, “Bugüne kadar aldığımız uzaklık, yaptığımız işler, ortaya koyduğumuz dayanışma, birlikte bu felaketin üstesinden gelme anlayışı son derece takdire şayan.” dedi.
Uluslararası dayanışmaya vurgu yapıldı
Moderatörlüğünü SETA Washington Araştırma Yöneticisi Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat’ın yaptığı panelde, sarsıntı felaketinin milletlerarası işbirliğinin ehemmiyetini ortaya koyduğu ve doğal afetlerin memleketler arası güvenlik noktasında dayanışmayı gerekli kıldığı vurgulandı.
Altunyaldız, konuşmasında, sarsıntının maliyetinin 104 milyar dolar civarında olduğunun varsayım edildiğini belirterek, bunun hiçbir ülkenin tek başına altından kalkacağı bir yük olmadığını belirtti. Altunyaldız, milletlerarası toplumun, arama kurtarma başta olmak üzere geniş kapsamlı insani yardım faaliyetlerle Türkiye‘ye takviye verdiğini söz etti.
Panelde değerlendirmelerde bulunan Tatar ise 6 Şubat sarsıntılarına yol açan fay sınırlarının büyüklüğüne ve uzunluğuna işaret ederek, gelecekte yeniden yakın bölgelerde birden çok ülkeyi etkileyecek zelzelelerin olabileceğini ve bunun için bölge ülkelerinin ortak bir dayanışma düzeneği kurması gerektiğini söyledi.
Bu düzeneğin birinci ayağının bölge ülkeleri ve milletlerarası toplumun irtibat kanallarını güçlendirmesi olduğunu belirten Tatar, “Türkiye ve komşu ülkelerindeki fay sınırları önemli bir risk teşkil ediyor. Doğal afetlere karşı direnç inşa etmek için hudut ötesi işbirliği kuraldır. Bu maksada ulaşmak için tesirli irtibat kanalları, bilgi ve tecrübe paylaşımı, ortak eğitim ve kapasite inşası atılacak değerli adımlardır. Bölgedeki ülkeler birlikte çalışmalı ve afet idaresine yönelik koordineli bir yaklaşım geliştirmek için birlikte çalışmalı.” diye konuştu.
Prof. Dr. Güney de konuşmasında afetlerin ulusal hudutları tanımadığını ve ülkelerin işbirliği yapmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
İklim değişikliği, sel, yangın, zelzele üzere “yumuşak güvenlik sorunları” olarak tanımlanan tehditlerin artık birçok devletin güvenlik dokümanlarında öncelikli yer aldığının altını çizen Güney, 6 Şubat sarsıntılarından sonra milletlerarası toplumun Türkiye‘ye muazzam bir dayanak verdiğini ve bunun da Türkiye‘nin son yıllarda izlediği insani diplomasi siyasetinin bir sonucu olduğunu lisana getirdi.
Ülkelerin bu cinsten büyük afetlerin üstesinden tek başlarına gelmesinin mümkün olmadığı kanaatinin norm haline geldiğini anlatan Güney, zelzelenin akabinde Türkiye ile Yunanistan ve Türkiye ile Mısır ortasında yaşanan yakınlaşmaya işaret etti.
Güney, iki ülkenin bakanlarının Türkiye’yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, bu süreçte açılan fırsat penceresini düzgün kıymetlendirmek gerektiğini vurguladı.