Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı’nda konuştu: (1)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal Muharip Uçağın (MMU) isminin “KAAN” olduğunu açıkladı.
Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzak Sanayii’nin (TUSAŞ), Kahramankazan Merkez Yerleşkesi’nde düzenlenen “İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı”na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüye gelmesinin akabinde HÜRJET ve Ulusal Muharebe Uçağının (MMU) pilotlarına bağlanarak hareket etme talimatını verdi.
HÜRJET ve MMU, Erdoğan’ın talimatı üzerine taksi yaptı.
HÜRJET’in sahne önüne gelmesinin akabinde gövdesinde KAAN yazılı MMU da sahne önünde belirlenen noktada taksisini tamamladı.
Erdoğan, KAAN ve HÜRJET’in motor kapatmasının akabinde, “Şu anda HÜRJET karşımızda ve KAAN’ımız, o da karşımızda. Her ikisini karşımda görünce Yahya Kemal’in şu mısraları aklıma geldi. ‘Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/ Senin uğrunda ölen ordu, budur ya Rabbi/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Galib et, zira bu son ordusudur İslam’ın.’ Ülkemize iyi olsun, milletimize iyi olsun diyorum.” dedi.
Kürsüye gelen HÜRJET Test Pilotu Ercan Çelik ve MMU KAAN’ın Test Pilotu Gökhan Bayramoğlu’nun kasklarını ve peçlerini takdim ettikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan da pilotlara plaket verdi.
Erdoğan, daha sonra yaptığı konuşmada, Suriye’nin Tel Abyad ilçesinde patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Ankara Emniyet Müdürlüğünde vazifeli polis memuru Özgür Barçın ve Emniyet Genel Müdürlüğünde vazifeli polis memuru Resul Barutçu’ya Allah’tan rahmet diledi.
Erdoğan, ulu direnişiyle kahraman unvanı alan Kazan’daki bu program vesilesiyle 15 Temmuz şehitlerini de rahmetle, şükranla, minnetle yad etti.
Bugün savunma ve havacılık alanındaki tarihi günlerden birinin daha yaşandığını belirten Erdoğan, millete bugünkü gururu yaşatan TUSAŞ çalışanlarının nezdinde bütün emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.
Son aylarda savunma endüstrisinde arka arda milleti sevince boğan muştular verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Bunların ortasında TCG Anadolu gemimizin donanmamıza katılması var. İMECE uydumuzun muvaffakiyetle uzaya fırlatılması var. Altay tankımızın test için Silahlı Kuvvetlerimize teslim edilmesi var. GÖKBEY helikopterimizin yerli motorla uçması var. Birinci kere bir insansız deniz aracımızdan torpido atılması var. Hamdolsun artık karada, denizde ve deniz altında, havada, uzayda, her alanda varız. Bugün projelerimizin yeni bir safhasıyla milletimizin karşısındayız. Yarın inşallah çok daha yenilerini göreceğiz.” diye konuştu.
Milletin asırlardır peşinde koştuğu, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren de daima peşinde olduğu hayalleri birer birer gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Gazi Mustafa Kemal, 1925’te Türk Tayyare Cemiyeti’nin açılışında şunları söylüyor. ‘İstikbal göklerdedir. Zira göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar.’ Aslında Gazi’nin işaret ettiği çalışmalara Vecihi Hürkuşlar, Selahattin Reşit Alanlar, Nuri Demirağlar, Nuri Killigiller teşebbüs etmişti. Lakin bu vizyoner ve yavuz girişimcilerimiz hem içeriden hem dışarıdan engellendiler. Esasen merhum hocamız Necmettin Erbakan’a her ağır sanayi atağı deyişinde yapılan ataklar da birebir habis zihniyetin eseriydi. Maalesef bu ülkenin daha pek çok pırıl pırıl beyninin tıpkı istikametteki uğraşları, sinsi tekniklerle sabote edildi.”
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaşanılanların, ülkenin kendi savunma endüstrisini kurmasının tercihten öte bir mecburiyet olduğunu herkese gösterdiğini tabir eden Erdoğan, buna karşın gereken adımların gerektiği halde atılmasının önüne geçildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Rahmetli Özal’ın özel ehemmiyet vermesiyle savunma ve havacılıkta kimi kıpırdamalar yaşanmışsa da sonrasında gelen koalisyonlar devrinde bunlar da akamete uğratıldı. Ülke idaresini devraldığımızda önceliklerimizin başına, savunma endüstrisinin geliştirilmesini koyduğumuzda biz de pek çok görünür görünmez maniyle karşılaştık. Buna karşın yılmadık, durmadık, gayelerimizden bir an olsun ayrılmadık. Kamu kurumlarımızla, özel bölümümüzle, üniversitelerimizde dayanışma içinde adım adım ilerleyerek bugünlere geldik. O vakit yerli neydi? Yüzde 20. Bu yerli olan savunma endüstrisini ne yaptık? Yüzde 80’e çıkardık. Cumhuriyetimizin birinci 80 yılı boyunca kimi iktidarların beceriksizliği, bazılarının gayri ulusallığı sebebiyle ilerleyemeyen, engellenen ve hatta açıkça dinamitlenen istikbali hamdolsun milletimiz bugün yaşıyor. Gazi Mustafa Kemal’in, ‘İstikbal göklerdedir’ diyerek işaret ettiği istikbalin sembolü olan sonuçlara bugün ulaştık. Onun için bugün ‘istikbal’ diyoruz. Osmanlı’dan devraldığımız kurumlardan bugüne savunma endüstrimizin inşası ve gelişmesi konusunda katkı veren herkese teşekkür ediyorum.”
(Sürecek)