Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Rumeli Buluşması’nda konuştu: (3)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa biz oradayız. Bu anlayışla Rumeli‘den Kafkasya’ya, herkesin yanında olduk, dayanak verdik. Hiçbir kardeşimizi çaresiz, sahipsiz hissettirmedik. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde 100 yıllık hasretin akabinde Evlad-ı Fatihan’ın gönlünü yine kazandık, tekrar fethettik.” dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Büyük Rumeli Buluşması’nda yaptığı konuşmada, Rumeli’nin milletin yüreğinde hiç kapanmayacak bir yara olduğunu söyledi.

Falih Rıfkı Atay’ın edebiyatta bu acıyı anlatan en uygun müelliflerden olduğunu lisana getiren Erdoğan, “Bakınız, müellifimiz Rumeli’yi sözlere nasıl döküyor?” diyerek, Atay’ın “Eski Türk müziklerinin aksettiği ve çarıklarının çürüdüğü dağlar. İşte şu ufuk çizgilerinin ardında Manastır, Eyüp kadar Türk olarak alıştığımız Manastır. Ötede Kosova, Üsküp, başımın içini Osmanlı haritasının sert dalgaları karıştırıyor. Her adımda bir kalp kırığı bırakıyorum.” kelamlarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, cümlelerini ‘Rumeli’yi unutmayalım.’ diyerek bitiren Falih Rıfkı üzere biz de Rumeli’yi bir an olsun aklımızdan ve kalbimizden çıkarmadık. Ne Rumeli’yi unuttuk ne Kırım’ı ne Kıbrıs’ı ne Türkistan’ı ne Kafkasya’yı ne de gönül coğrafyamızın başka köşelerini unuttuk. Asırlık hasretin akabinde soydaş ve akraba toplulukların elinden biz tuttuk.” halinde konuştu.

“TİKA’mız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigarı yapıtlarımızı, şehitliklerimizi tekrar ayağa kaldırdık. Yurtdışı Türkler Başkanlığımızla eğitim ve kültür alanında işbirliğimizi geliştirdik. Yunus Emre Enstitümüz ve Maarif Vakfımızla lisanımıza, kültürümüze, tarihimize, ortak medeniyet kıymetlerimize sahip çıktık. Türk Hava Yollarımız, Anadolu Ajansımız, TRT’mizle beşeri bağlarımızı perçinledik. Kızılayımız, AFAD’ımız, sivil toplum kuruluşlarımızla en sıkıntı günlerinde kardeşlerimizin imdadına koştuk. İş adamlarımızın dayanağıyla ticari ve ekonomik bağlarımızı güçlendirdik. Diplomatik misyonlarımızın sayısını artırarak bayrağımızı her tarafta gururla dalgalandırdık. Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa biz oradayız. Bu anlayışla Rumeli’den Kafkasya’ya, herkesin yanında olduk, takviye verdik. Hiçbir kardeşimizi çaresiz, sahipsiz hissettirmedik. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde 100 yıllık hasretin akabinde Evlad-ı Fatihan’ın gönlünü yine kazandık, yine fethettik.”

“Rumeli’de yalnızca ecdadın ayak izlerini değil kocaman bir Anadolu gördüm”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nasıl ülkede hizmet götürmedik tek karış toprak bırakmadıysalar Rumeli’de de dokunmadık yer bırakmadıklarını belirterek, şu sözleri kullandı:

“Trakya’nın ötesinde bulunan tüm ülkeleri, soydaşlarımızın yaşadığı kentlerin çabucak hepsini tek tek ziyaret ettik. Rumeli’nin her taşını, her mescidini, türbesini, çarşısını bir nakış misali ilmek ilmek kalbimize işledik. Ziyaretlerimizde yıllardır hasretle vefalı Türk’ün yolunu gözleyen beyaz takkeli, parıltı yüzlü pirifanilerimizi gördüm. Her nefeste Türkiye için, ülkemizin güçlenmesi için dua eden Murad-ı Hüdavendigar’ın yetimlerini gördüm. Yaşadıkları kaç zulmün akabinde lisanlarına, dinlerine, kültürlerine dört elle sarılan kahramanları gördüm. Maruz kaldıkları onca baskıya, eziyete karşın yürekleri Allah aşkıyla, Peygamber sevdasıyla yanan dervişleri gördüm. Her sabah hayata yeni bir umutla başlayan kızçeleri, kızanları, bayanları, vakar timsali babaları gördüm. Rumeli’de yalnızca 6 asır boyunca dünyaya adaletle hükmetmiş bir ecdadın ayak izlerini değil birebir vakitte kocaman bir Anadolu gördüm. Rumeli’de Bursa’yı, İstanbul’u gördük. Konya’yı, Sakarya’yı, Erzurum’u, Kayseri’yi, Bakü’yü, Gence’yi, Semerkant’ı, Hile’yi gördüm. Hasılı o topraklarda tüm haşmetiyle medeniyetimizi gördüm. Tüm büyüklüğüyle Türkiye’yi ve Türk milletini gördüm.”

“Bölücü terör örgütünün uzantılarıyla kol kola yürümekten çekinmiyorlar”

“Peki biz bunları yaparken ülkemizdeki muhalefet neyle meşguldü?” sorusunu yönelten Erdoğan, şunları lisana getirdi:

“Onlar zevahiri kurtarma ismine düzenledikleri toplantılar haricinde Rumeli ve Balkanlar’la ilgili dişe dokunur hiçbir iş yapmadılar. Bizdeki muhalefetin Balkanlar ile ilgili en ufak bir adımını duydunuz mu? Yok. O denli bir kaygıları de yok. Sıkıntı bizim, biz Balkanlar’a, Rumeli’ye sevdalıyız, sevdalı. Bizim bir farkımız var. Artık seçim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti eleştirerek, “Her şey oldular, her kılığa büründüler lakin bir sefer olsun yerli, ulusal ve vicdanlı bir duruş sergilemediler. Bugün de birebirini yapıyorlar. Bölücü terör örgütünün uzantılarıyla kol kola yürümekten çekinmiyorlar. FETÖ’cülerle iş tutmaktan hicap duymuyorlar. Ortada hiçbir şey yokken bir gece yarısı yayınladıkları Alevi, Sünni, Kürt, Türk görüntüleriyle birlik ve dirliğimize kastetmekten geri durmuyorlar. Oy vermediler diye depremzedelerimizi aşağılamaktan utanmıyorlar. Koltuklarını korumak için nefret telaffuzlarına sarılmakta beis görmüyorlar. Kardeşlerim, bunlar buyruğu nereden alıyorlar, biliyor musunuz? Kandil’deki teröristlerden alıyorlar. Biz ise buyruğu Allah’tan ve milletimizden alıyoruz. Farkımız bu.” sözlerini kullandı.

“28 Mayıs yarım kalan işin tamamlandığı bir milat olacaktır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, milletin karşısına projeyle, yapıtla, vizyonla çıkmak yerine dehşet siyasetiyle insanların oylarını alabileceklerini düşündüğünü söz ederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Oysa ne yapsalar boş zira milletimiz bunların ciğerini biliyor, ciğerini. Milletimiz bunların nasıl faşizm heveslisi olduklarını çok düzgün biliyor. Milletimiz bunlardan kendisine de ülkeye de Rumeli’deki kardeşlerine de hiçbir yarar gelmeyeceğini görüyor. 14 Mayıs, insanımızın feraset ve basiretini hafife alanların milletten yediği birinci tokattı. İnşallah, 28 Mayıs yarım kalan işin tamamlandığı bir milat olacaktır sizlerle bir arada. Millet olarak, bizi yaralı görüp de ilacımıza zehir bulaştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. 14 Mayıs’ta yaşadıkları hezimete milleti de ortak etmek isteyen kifayetsizlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Fitne tüccarlarının, nefret tacirlerinin ortamıza nifak tohumları ekmesine, bizi birbirimize düşürmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Sandığa leke sürdürmeyeceğiz. Rehavete muhakkak kapılmayacağız. Zafer sarhoşluğuna asla düşmeyeceğiz. 28 Mayıs’ta daima birlikte erkenden sandıklara koşacak, irademize, demokrasimize ve geleceğimize daima birlikte sahip çıkacağız.”

Erdoğan, “Şimdi sizlerle şöyle kavlimizi bir yenileyelim diyorum. Hazır mıyız? Şöyle ayağa kalkalım. Çok gür seda ile tüm Türkiye duysun.” diye seslendiği salondaki iştirakçilerle birlikte, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Canlı olacağız. Kardeş olacağız. Daima birlikte Türkiye olacağız.” halinde konuştu.

Konuşmasının akabinde Erdoğan’a tertip komitesi ismine Bayram Akgül tarafından el dokuması halı ikram edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 86 yıl sonra tekrar ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin Darphane tarafından basılmış hatıra parasının yer aldığı ikramları, Karadağ Boşnak Partisi Genel Lideri ve Başbakan Yardımcısı Ervin İbrahimoviç, Sırbistan Demokratik Aksiyon Partisi Genel Lideri Sulejman Ugljanin, Sırbistan Toplumsal Demokrat Partisi Genel Lideri Rasim Ljajic, Sırbistan Adalet ve Uzlaşı Partisi Genel Lideri, Sırbistan Meclis Lider Yardımcısı Usame Zukorliç, Kuzey Makedonya Boşnak Demokrat Partisi Genel Lideri Munir Kolaşinac, Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Lideri Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka, Kosova Boşnak Partisi Genel Lideri Rasim Demiri, Kuzey Makedonya Türk Demokratik Partisi Genel Lideri Beycan İlyas, Yunanistan Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi Genel Lideri Çiğdem Asafoğlu, Kuzey Makedonya Alternativa Partisi Genel Lideri Afrim Gaşi, Kosova Türk Adalet Partisi Genel Lideri Arif Bütüç, Kuzey Makedonya Türk Ulusal Hareket Birliği Partisi Genel Lideri Erdoğan Saraç, Kosova Adalet Hareketi Genel Lideri Süleyman Çerkezi, Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketi Genel Lider Yardımcısı ve Kırcaali Belediye Lideri Hasan Azis’e takdim etti.

Programın sonunda Erdoğan, iştirakçilerle fotoğraf çektirdi.

(Bitti)