Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu: “Deprem Konutlarının Çabucak Yapılması Gerektiği Konusunda Hemfikirim Fakat Asıl Müsaade Vermeyeceğim Şey, Anayasa’ya…

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında yayınladığı görüntüde; “Deprem konutlarının çabucak yapılması gerektiği konusunda hemfikirim. Yoksa insanımız dönmez, akabinde da kentlerimiz ölür. Zira insanı olmayan bir kent yaşayamaz. Bu bahiste çok netiz. Ancak asıl müsaade vermeyeceğim şey, Anayasa’ya ters olarak depremzedeye konut satılmasıdır” dedi. Anayasa’nın 57 ve 125’inci unsurlarına atıf yapan Kılıçdaroğlu, “Devlet, inançlı barınmadan sorumludur diyor. Nokta. Bu kadar açık. Üstelik konut üretiminde gereken 23 evraktaki 42 imzanın tamamı devlet makamlarına ilişkin. Yani her etabında devlet, vatandaşlarına bu konutun ya da işyerinin inançlı olduğunu, sarsıntıya sağlam olduğunu taahhüt ediyor” diye konuştu.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Twitter hesabında; “Anayasa konut hakkında ne diyorsa, ona uyacağım. Konutları, depremzede vatandaşlarımıza fiyatsız teslim edeceğiz” bildirisi ile bir görüntü paylaştı.

Kılıçdaroğlu, sarsıntı bölgelerinde yapılacak konutların yurttaşlara fiyatsız verilmesinin Anayasa’da yer aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Benim fiyatsız konut telaffuzum vaat değildir, yükümlülüktür, zorunluluktur, mecburiyettir ve biz bunu yapacağız” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“DEPREM KONUTLARININ ÇABUCAK YAPILMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDA HEMFİKİRİM: Sevgili halkımız, bir mevzuyu netleştirmek ismine kısa ve net bir konuşma yapacağız. Zelzele konutlarının çabucak yapılması gerektiği konusunda hemfikirim. Yoksa insanımız dönmez, akabinde da kentlerimiz ölür. Zira insanı olmayan bir kent yaşayamaz. Bu mevzuda çok netiz. Fakat asıl müsaade vermeyeceğim şey, Anayasa’ya muhalif olarak depremzedeye konut satılmasıdır.

DEVLET, İNANÇLI BARINMADAN SORUMLUDUR DİYOR. NOKTA. BU KADAR AÇIK: Anayasa’nın hem 57’nci hem de 125’inci unsuru çok açık ve çok net. Devlet, inançlı barınmadan sorumludur diyor. Nokta. Bu kadar açık. Üstelik konut üretiminde gereken 23 dokümandaki 42 imzanın tamamı devlet makamlarına ilişkin. Yani her kademesinde devlet, vatandaşlarına bu konutun ya da işyerinin inançlı olduğunu, sarsıntıya sağlam olduğunu taahhüt ediyor. Yasaya da kanuna da yönetmeliğe de uygundur, git bunu, daireyi, işyerini alabilirsin diyor. Vatandaş ise tek bir yerde imza atıyor. Devletin bu taahhüdüne güvenerek tapuda konut ya da işyerini alırken imzasını atıyor. Hasebiyle devlet, kanununa uygun formda barınanlara karşı sorumluluğunu yerine getirmediyse tazmin etmek zorundadır. Vatandaş mahkemeye gitse aslında kazanacak.

ÖYLE 20 YIL BORÇLANDIRMA FALAN DA MUHAKKAK OLMAYACAK: Benim fiyatsız konut telaffuzum vaat değildir, yükümlülüktür, zorunluluktur, mecburiyettir ve biz bunu yapacağız. O denli 20 yıl borçlandırma falan da mutlaka olmayacak. Bu ortada merak etmeyin sevgili halkım para var. Dünyayı harekete geçiririz. Çok süratli bu parayı bulursunuz. Birkaç kararname çıkarırsınız, yeniden bu parayı bulursunuz. Pazartesi, Meclis’e sunacağımız kanun teklifine bakarsanız orada görürsünüz.

NEYSE ŞUNUN ŞURASINDA NE KALDI. BEN YAPACAĞIM, BİZ YAPACAĞIZ: Vatandaşlar çok para verdi. Hepsinden Allah razı olsun fakat işte bitmeyen bir rant, bir ihale sevdası var ki kendi bitmedi, insanımızı bitirdi. Neyse şunun şurasında ne kaldı. Ben yapacağım, biz yapacağız. Bir imza ile halledeceğiz. Bu ortada yıkılmış binalarda mukim kiracılar da mağdur. Onlar da vakit zaman şikayetlerini bana aktarıyorlar. Onları da düşünüyorum. Devası var. Çözeceğiz. Hiç lakin hiç merak etmeyin, kesinlikle lakin kesinlikle çözeceğiz.”