Babacan’dan çok konuşulacak çıkış: Kendi tabanımızın tamamı Kılıçdaroğlu’na oy vermeyebilir
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan da Habertürk’te Teke Tek programında Fatih Altaylı’ya konuk oldu. Gündeme ait birçok mevzuda değerlendirmelerde bulunan Babacan’a parti tabanının tamamının Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verip vermeyeceği soruldu.
“SEÇMENİN BİR KISMINI İKNA EDEBİLİRİZ”
Altaylı sorusunu, “Siz seçmeninizin ne kadarını Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeye ikna edebileceksiniz?” biçiminde yöneltti. Bu bahiste dürüst olduklarını, seçmeninin yalnızca bir kısmını Kılıçdaroğlu’na oy vermeye ikna edebileceklerini belirten Babacan, “Bu teklif CHP’den geldiğinde biz kendi kitlemizin tamamını CHP listelerine taşıyamayabiliriz dedik, dürüst olmak zorundayız dedik. Yani biz büyün oy kitlemizi olduğu üzere paket halinde buraya taşıyamayabiliriz dedik. Onlar da pek doğaldır dediler. İşin matematiği ile psikolojisinin farklı olmasının sebebi bu” sözlerini kullandı.
Babacan’ın açıklamalarından satırbaşları;
“Dünkü program çekiminde söylediklerimde Twitter’de palavra şeyler dolaşıyor. Cımbızlama denen bir şey var. Programda şunu söyledim; bizim amacımız her iki sandıkta da bu seçimi kazanmak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci tıpta kazanmak. 6 parti ile oturduğumuz günden bu yana ‘Bizim ortak adayımız’ olacak dedik. Bu seçime referandum diyorum. Her iki sandıkta da bir referandum olacak. Vatandaşlarımız tercih edecek otoriterlik mi, demokrasi mi, endişe mu umut mu, kara kış mı yoksa bahar mı? Bunun referandumunu yapacağız. Mevcut Anayasa, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak nihayetinde iki tane tercih getiriyor. Vatandaş yoksulluğu mu seçecek, zenginliği mi? Keyfiliği mi seçecek; yoksa hukuk mu diyecek.
“İŞİN MATEMATİĞİNE BAKTIĞIMIZDA KAZAN KAZAN İLİŞKİSİ”
Bütün hazırlıklarımız kendimiz seçime girecekmiş üzere hazırlıklar idi. Şahsen benim başkanlığımda tam 1 hafta boyunca kapandık. Tek tek isimleri değerlendirdik, 87 seçim bölgesine ayırdık. CHP’den bize teklif geldi. Simülasyon yapıyoruz. Tek listeden girdiğimizde toplamda daha fazla milletvekili elde ediyoruz dendi. Sayın Kılıçdaroğlu ile de konuştuk bunu. Nihayetinde Meclis’te güçlü halde varolmamız herkesin lehine olacaktı. Kendi simülasyon sistemine tabi tuttuğumuzda biz de bu gerçeği gördük. İşin matematiğine baktığımızda bağ bir kazan kazan bağlantısı. CHP de bir fedakârlık yaptı. Ancak bizim için de fedakârlık. Seçime girmediğimiz pekçok vilayet var. Oradaki teşkilatlarımız buna haklı olarak çok üzüldüler. Kararın gerisinden natürel ki türbülans yaşadık. 1 haftada bütün teşkilatlarımız bunu anladı, sıkıntıyı çözdü. Bütün vilayet liderlerimizi Ankara’da topladım. 81 vilayette alanda olacağız dedim. Vilayet liderlerimiz sağolsunlar zati açık fikirli beşerler. Bu sürece ayak uydurdular.
“KİMLİK SİYASETİ YAPMIYORUZ TAHLİL ODAKLI PARTİYİZ”
Bizim kendi simülasyonlarımızda ortak listeden girdiğimiz anda artı 18 milletvekili görülüyor. CHP’nin de bizim sayılarımıza benzeyen sayılardı. Bu simülasyonlar işin matematiğini gösteriyor ancak psikolojisini farklı yönetmek gerekiyor. Toplamda üye yapımıza baktığımızda Türkiye’de bütün siyasi kimliklere hitap ediyoruz. Devamlı araştırma ve ölçüm yapıyoruz. Bizim destekçilerimiz, üyelerimiz 2018 seçimlerinde her partiye oy veren beşerler. Biz siyasi yelpazenin tümüne hitap ediyoruz. Kimlik siyaseti yapmıyoruz, tahlil odaklı bir partiyiz. Türkiye’nin her yerinde teşkilatlandık. İstanbul’un 39 ilçesinde, Ankara’da 25 ilçede teşkilatlandık. 22 hareket planı hazırladık. Sarsıntıyla ilgili çalışma yaptık. Yetmedi, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili yeni bir aksiyon planı yaptık.
“BİZ 14 SENE SAYIN CUMHURAŞKANI İLE YAKIN ÇALIŞTIK”
Biz kendi kitlemizin tamamını CHP listelerine taşıyamayabiliriz dedik, dürüst olmak zorundayız dedik. Onlar da çok doğaldır dediler. İşin matematiği ile psikolojisinin farklı olmasının sebebi bu. Sonuçta işin toplam muhasebesini yapınca herkes için faydalı olduğuna inandık. Ben 2019’da AK Parti’den istifa ettim. 14 sene sayın Erdoğan’la çok yakın çalıştık. Türkiye’nin hem dış siyasette, A bahislerinde, iktisatta başarılı olduğu yıllar 2013’e kadar olan müddet. Kendi vatandaşların içinde en yüksek refah ürettiği müddet. Şu anda 2023’te 2013’ü bile yakalayamadık. Sayın Erdoğan ne vakit ekonomi ile başarılardan bahsedecek olsa ister istemez bir arada çalıştığımız yıllara dönmek zorunda kalıyor.
“BEN DE ‘AKIL YAŞTA DEĞİL BAŞTADIR’ DİYORUM”
O devirde büsbütün reaksiyon olarak benim yaşımdan kaynaklı küçük görme, alay etme üzere maalesef yanlış yola giriyor. ‘Bebecan olmak benim için gururdur. Gençlere fırsat verilince nasıl muvaffakiyet ortaya konulmuş gösterdik’ dedim. Bir de kelam vardır; akıl yaşta değil baştadır. Ben dersime çok çalışıyorum herşeyden değerlisi istişare ediyorum. Kendisi istişareyi terk etti, liyakatsiz ve ehliyetsiz takımlarla çalışmaya başladı. Mehmet Şimşek benim yakın çalışma arkadaşım. Ayrıldıktan sonra eziyet ettiler kendisine. Meydanlarda yuhalattı. Eski defterlerde Ali Babacan var, Mehmet Şimşek var. Sanki bir artı sağlayabilir miyim bunun sıkıntısında. Benim niyetim Mehmet Bey’in artık rastgele bir katkı veremeyeceği tarafında. Sanırım bunu gördü, o yüzden ortalıkta yok. Şunu da söyleyeyim o devirde iktisatta rasyonel olan AB ile açık siyaset izleyen Başbakan olan sayın Erdoğan’ın da bu başarıda imzası vardır.
“REKLAM SİNEMALARINDA BİZİ BİR ORTADA GÖRECEKSİNİZ”
Ortak listelerle seçime girmek, ortak kampanya kararı 9 Nisan’da gerçekleşen karar. Her parti aslında kendisi için hazırlanıyordu. Bayramın ikinci günü sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım. Bugüne kadar haklı olarak CHP kampanyası olarak yürüyordu. Lakin artık kampanyanın ortak bir kampanya olarak yürümesi gerekiyor diye kendisine söz ettim. Çabucak sağolsunlar adapte oldular. Bizim saha takımımızla CHP’nin saha takımı buluştu. Derhal ortak programlar dizayn etmeye başladım. İzmir ve Kayseri mitinginde sayın Kılıçdaroğlu bir arada olacağız. Arefe günü bir kampanya çekimi yaptık. O çekimde hem 6 genel lider hem iki belediye lideri vardı. O reklamlar yakında yayınlanacak bizi bir ortada göreceksiniz. Yarın Gebze’de, Cuma günü Zonguldak’ta olacağım. Önümüzdeki hafta Gaziantep, Siirt, Kahramanmaraş programımız olacak.
“MUHALEFETTEN KOPYA ÇEKEN İKTİDARDAN BAHSEDİYORUZ”
Ben oradaki takımları âlâ tanıyorum. Benim takımımdan orada iki üç arkadaş var. Esasen bu çalışmayı onlar yürütmüş. Ülkenin yarınlarınla ilgili referans bizim hazırlıklarımız. Muhalefetten kopya çeken bir iktidardan bahsediyoruz. Üretemeyen iktidar var. Doğrusu biz mutlu oluyoruz, alsınlar bunları yapsın meseleler çözülür. Kimin yaptığı değerli değil ki. Burada yapılacaklar açısından baktığımızda bunlar gerçekleştirildiğinde Türkiye düzelir. Sayın Erdoğan 5 yıldır yeni anayasa diyor. 1 maddeyi beceremediler. 84 hususta tek tek 6 parti olarak mutabık kaldık. Bütün mutabakat bugün mutabakatıdır. Seçimlerden sonra oturur tekrar yaparız. AB’de 27 ülke nasıl bir ortada duruyor? Daima tartışarak. Bir şey çıkacaksa çıkmasında da mutabakat gerekir. Sonuçta bu işi konuşa konuşa, istişare ede ede götüreceğiz.
“SADULLAH BEYEFENDİ ÜZERİNDEN CHP YIPRATILMAYA ÇALIŞILDI”
Bu müzakerelerde bize dediler ki örneğin İstanbul’da şu sıra, İzmir’de şu sıra. Evvel bunun müzakeresi yapıldı. Hangi vilayette kaçıncı sıra adaylıklarının bize açılabileceği müzakeresi oldu. O açılan boşlukları biz doldurduk. Hangi sırada kimin milletvekili adayı olacağı kararını biz verdik, CHP değil. Evvel boşlukları oluşturduk sonra onu biz doldurduk. Sadullah Beyefendi üzerinden CHP’nin yıpratılma tartışması oldu. Sonra bu mevzu kapandı. Sadullah Beyefendi bu argümanlara o kadar çok karşılık verdi ki. Sadullah Bey’in görevlendirdiği insanların çabucak hepsi şu anda misyonda. Misyondan alanlar, kaçanlar Sadullah Beyefendi bakan olduğunda takımda olan bireylerdir. Sadullah Bey’in 4,5 yıllık bakanlığı var. O periyotta çok başarılı düzenlemelere imza attı. Avrupa Kurulu, AİHM artık Türkçe de açıklaa yapıyor. Sadullah Bey’in uğraşları ile sözkonusu oldu. Ali Dibo problemini gündeme getirdiler. Mahkemenin tekzib kararı var. Yetmemiş Sayıştay sürecinden geçmiş. DDK denetlemiş. Artı savcılık süreci yaşanmış. Tamamında Sadullah Beyefendi tertemiz olduğu rapora bağlanmış. Sadullah Beyefendi seçim işleri liderimiz. Ankara’da olması gerekiyor. O yüzden Hatay’dan aday olarak koymadık.
“MUHAFAZAKÂR AİLELERDE DE TAM AYKIRISI BİR HİSSİYAT VAR”
“NOBEL ÖDÜLLÜ İKTİSATÇIYI GETİRİN ELİ AYAĞINA DOLAŞIR”
Bu paylaşma tabirini hakikat bulmuyorum. Beraberce nasıl yöneteceğiz, o denli bakmak lazım. Bir kurtarıcı gelecek bütün meseleleri çözeek, buna inanmıyorum. Burada birbirini tamamlayan takımlara muhtaçlık olacak. 20 bakanlık olacak. Bunlardan bir tanesi Maliye, bir tanesi Hazine, Ticaret, Sanayi Bakanlığı var. Bütün bunlar ahenk içinde olacak. Bakanlıklar dışında kurumlar olacak. Merkez Bankası Lideri kim olsun? Bir o kadar da Para Siyaseti Şurası’nın üyeleri kıymetlidir. Bütün bu insan kaynağını birbirini tamamlayan biçimde oluşturmanız gerekiyor. Nobel mükafatını almış iktisatçıyı getirin, eli ayağına dolaşır, beceremez. Bu bir takım ve takım sorunudur. Biz ekonomiyi kim yönetsin diye bakmıyoruz. Takıma dürüst beşerler koymamız ve uyumla yönetmemiz gerekiyor. Tıpkı şey Dışişleri ve güvenlik için de geçerli.
“MİLLETVEKİLLİĞİNİ BIRAKIP DA BAKAN OLUNMAYACAK”
Ben ve başka genel liderler bütün süreçten sürumlu olacak. Geriye kalan 20 bakanın dürüst, ehil insanlardan oluşmasını tercih ederiz. Her partinin adayları olabilir. Argümanlı isimler olabilir, bu çok doğal. Milletvekilliğini bırakıp da bakan olmayacak, buna kendi ortamızda karar verdik. Milletvekili seçildiyse sandalye sayısını azaltıp da ‘ben bakan olacağım’ hevesine girmesin diye konuştuk.”