ATSO’dan süratli tren için maksat 200 bin imza

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Lideri Ali Bahar, Antalya- Eskişehir süratli tren çizgisinin hayata geçirilmesi durumunda, Antalya-Kayseri çizgisine nazaran yaklaşık 2 kat daha yüksek bir katma paha oluşturacağını belirterek, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimin çabucak akabinde 200 bin imza kampanyası başlatacaklarını duyurdu.

ATSO Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Divanı, İdare Heyeti ve Meclis Üyelerinin iştirakiyle ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Antalya ticareti, KGF kredileri ve EYT üzere mevzu başlıklarının ön plana çıktığı konuşmasında Antalya’ya süratli tren yatırımı için kampanya başlatacaklarını duyuran ATSO Lideri Ali Bahar, “Yıllardır Antalya’nın hayali olan süratli tren projesinin, 2023 yılında uygulamaya geçeceği konusunda vaatler verilmesine karşın maalesef şimdi hiçbir teşebbüs olmamıştır. Hayata geçirilmesi için ağır efor sarf edeceğimizi belirtmek isterim. Bunun için yola çıkıyoruz. Gaye 200 bin imza” dedi.

“Bir çok sefer lisana getirdik”

Yıllardır Antalya’nın hayali olan süratli tren projesinin, 2023 yılında uygulamaya geçeceği konusunda vaatler verilmesine karşın maalesef şimdi hiçbir teşebbüs olmadığından yakınan Bahar, “2013 yılında benim de idare şurası üyesi olduğum devirde 2023 yılında bitecek projenin 2016 yılında düzenlenecek EXPO fuarına yetiştirilmesi için bir imza kampanyası düzenlemiştik. Gelinen süreçte bahsin takipçisi olmak ismine Odamız Araştırma Geliştirme Müdürlüğü’nden yetkili bir arkadaşımız hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na hem de TCDD Genel Müdürlüğü’ne bir ziyaret gerçekleştirerek projenin mevcut durumu hakkında bir araştırma gerçekleştirdi. TCDD tarafından etüt ve proje faaliyetleri tamamlanmış, tüm güzergah ve güzergah üzerindeki istasyon, köprü, tünel ve viyadükleri belirlenmiş ve hatta ÇED olumlu raporları alınmış, elhasıl her şeyi ile tamamlanmış 2 farklı proje yer almaktadır” diye konuştu.

“Antalya sınırı büyük katma değer”

Her iki çizginin da sınır uzunluğu ve ekonomik maliyeti birbirine eşit olsa da, getirileri bakımından önemli bir fark kelam konusu olduğunu işaret eden Bahar, “Öyle ki, yıllardır üzerine konuştuğumuz Antalya-Konya-Kayseri çizgisi için yapılan etüt çalışmalarında ön görülen yıllık yolcu sayısı 4 milyonken bu sayı Eskişehir çizgisinde 5 milyon, Kayseri çizgisi için ön görülen yıllık yük taşıma kapasitesi 4,5 milyon ton iken bu sayı Eskişehir sınırında 10 milyon ton olarak ön görülmektedir. Hatta bu datalar 2020 yılında yapılan çalışmanın bilgileridir. Bugün kentimizin geldiği yer malumunuzdur ki bu sayılar ve verimlilik daha da artmıştır. Sonuç olarak Antalya-Eskişehir sınırının hayata geçirilmesi durumunda Antalya-Kayseri çizgisine nazaran yaklaşık 2 kat daha yüksek bir katma bedel oluşturması beklenmektedir. Öbür taraftan bu çizginin Afyon üzerinden süratli tren ile İzmir ve Ankara’ya, Eskişehir üzerinden ise Bursa ve İstanbul ile bağlanacak olması, Antalya’mıza kazandıracağı ekonomik bedeli kat be kat artıracaktır” dedi.

“Yatırım programına alınmasını sağlayacağız”

Bahar, Antalya – Eskişehir sınırının hayata geçirilebilmesi için atmaları gereken birinci adımın ise bu projenin 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programına alınmasını sağlamak olduğuna dikkat çekti. 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimin çabucak ardından ATSO olarak bir imza kampanyası başlatacaklarına değinen Bahar, “Bu imza kampanyasına kentimizdeki tüm paydaşlardan dayanak isteyerek yola çıkacağız ve tren sınırının geçeceği tüm kentlerde bulunan ticaret ve sanayi odalarını da kampanyamıza dahil edeceğiz. Akabinde da Ankara’nın yolunu tutarak kentimizin ve güzergah üzerinde yer alan öteki kentlerin milletvekillerinin de dayanağına alarak, projenin Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planı’na dahil edilmesi ve hayata geçirilmesi için ağır uğraş sarf edeceğiz. Bunun için yola çıkıyoruz. Gaye 200 bin imza. Bu büyük bir projedir” dedi.

“Deprem çalıştayı”

Konut kampanyasına dayanakların çok değerli olduğunu belirten Bahar, “Odamız 44. küme meslek komitesinin öncülüğünde Haziran ayı içerisinde bir sarsıntı çalıştayı düzenlenmesi planlanmıştır. Jeoloji mühendisi Prof. Dr. Naci Görür’ün de davet edilmesinin planlandığı çalıştay, ilgili meslek odaları ve komitelerimizi bir ortaya getirecek, Antalya’nın zelzele konusunda öncelikli olarak alması gereken tedbirleri masaya yatıracak kıymetli bir aktiflik olacaktır” tabirlerini kullandı.

Bahar, EYT ve başka ekonomik meseleler nedeniyle üyelerin finansman muhtaçlığının ne kadar önemli boyutlarda arttığını yakından takip ettiklerini ve tahlil için efor sarf ettiklerini belirtti. Bahar, Antalya’nın turizm potansiyeli ve bu alandaki şöhreti de dikkate alındığında, kentin “yazılım merkezi” ya da “yazılım üssü” olabilme potansiyeline sahip olduğunu işaret etti.

“İnovasyon desteklenmeli”

Dünyanın artık bilgi ve data odaklı yol aldığının altını çizen Ali Bahar, “Bizim de bu gelişmelerin gerisinde kalmamak için bu datalardan faydalanmamız; tarım, turizm, inşaat ve sıhhat başta olmak üzere tüm bölümlerde verimliliği ve inovatif tahlilleri destekleyecek, dijitalleşmeden yüksek düzeyde yarar sağlayacak iktisadi kararlar almamız gerekmektedir. Bu kapsamda geçtiğimiz ay Odamızın takviyeleriyle bir e-ticaret ve e-ihracat aktifliği gerçekleştirilmişti. Bu aktiflik kapsamında üyelerimiz ‘dijital platformda’ e-ticaret ve e-ihracat uygulamalarını görme fırsatı yakalamışlar ve epeyce müspet geri dönüşler almıştık. Bu aktifliklerin artarak devem edeceğini ve ilerleyen günlerde inşaat dalımız ile inşaat kesimine girdi temin eden öbür tüm kesimlerimizin de yer alacağı, kesimlerimiz ortasında network oluşturacak bir B2B aktifliği gerçekleştireceğimizi bir kere daha hatırlatmak isterim” dedi.

“Afet çalışmaları yetersiz”

Deprem, yangın ve sel üzere doğal afetlerin yanı sıra global iklim değişikliği ülkelerin kalkınma sürecinde en değerli tehdit olduğuna değinen Bahar, “Özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak gitgide artan kuraklık ve çok hava şartları nedeniyle yaşanan insani ve ekonomik kayıplar artmaktadır. Yaşadığımız her afet sonrasında üzülerek görmekteyiz ki, işletmelerimizin bu cins tehdit ve afetlere yönelik çalışmaları çok yetersizdir. Mevcut KOBİ’lerin yalnızca yüzde 30’unun sigorta poliçesine sahip olduğu kestirim edilmektedir. Yaşadığımız Kahramanmaraş sarsıntısı de göstermiştir ki Doğal Afet Sigortası (DASK)’a iştirak da kâfi seviyeye ulaşamamıştır. Türkiye genelinde yüzde 54 olan DASK oranı, sarsıntı bölgesinde yüzde 49’larda kalmıştır. Hatta kimi vilayetlerde yüzde 30’lara kadar düşmüştür. Halbuki DASK’ın artık zarurî tutulması, prim, teminat ve tazminatların gerçekçi olması, sigortalamanın afet hazırlık kontrolünün de bir kesimi olması gerekiyor. Bu istikamette yeni düzenlemeler yapılmalı ve memleketler arası seviyedeki örnekleri incelenerek süratle hayata geçirilmelidir”diye konuştu.

“Yöresel ürünler”

Kapalı semt pazarlarında “Yöresel Eserler Pazarı” yahut misal isimlerle çeşitli etkinlikler düzenlendiğini aktaran Bahar, bu pazar yerlerinde sergilenen eserler hem halk sıhhati hem de besin güvenliği açısından uygun olmayan şartlarda sergilenirken, başka taraftan seyyar olarak çalışan bireyler her türlü vergisini ödeyen ve istihdam sağlayan firmalara karşı haksız rekabet ortamı oluşturarak besin dalı üyelerin ekonomik olarak yıpranmasına neden olduğunu belirtti.

“Faaliyetleri çeşitlendirmeliyiz”

Türkiye’nin temel ekonomik sıkıntıları ortasında bilhassa enflasyon, gelir dağılımındaki bozulma, işsizlik, cari açık ve döviz kuru artışlarının geldiğini işaret eden Bahar, “TÜİK bilgilerine nazaran Ocak-Şubat periyodunda ihracat yüzde 1,4 artmasına karşın ithalattaki artış oranı yüzde 15,4 olarak gerçekleşmiş ve cari açık geçen yılın birebir devrine nazaran yüzde 44 oranında artarak tüm vakitlerin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Tıpkı devirde Antalya’nın 136 milyon dolar cari fazla vererek ülkemizin cari açığına müspet katkı yapması bizleri gururlandırmış, beraberinde daha çok çalışma sorumluluğumuz olduğunu bir defa daha hatırlatmıştır. Bilhassa ticaret partnerimiz olan Avrupa bölgesinde sanayi üretiminde yaşanan gerileme ile birlikte enflasyonist sürecin devam etmesi, turizm ve ihracat gelirlerimiz açısından risk arz ettiğinden ihracat ve turizm gelirlerinin artırılması için bu faaliyetlerimizde çeşitlendirmeye gidilmesi daha da kıymetli hale gelmektedir” sözlerine yer verdi.

“Dış ticarete olumlu katkı”

“Antalya yüksek potansiyeline karşın, gelir düzeyi, ticaret seviyesi, oluşturulan katma kıymet ve kent ömür kültürü ile istenilen düzeyde olmadığını belirten Bahar, “Ancak Antalya olarak maksadımız salt ekonomik büyüme değil, sürdürülebilir kalkınma ile paralel bir ekonomik büyümenin sağlanmasıdır. Yani, nitelikli büyümeli ve büyürken de çevreyi ve doğayı koruyup, gelecek kuşaklara aktarabilmeliyiz. Bu şuurdan hareket ile memleketler arası işbirliği ağlarımıza bir yenisini daha ek ederek geçtiğimiz günlerde Türk-İspanyol Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliği muahedesi imzaladık. Bu işbirliği mutabakatı ile karşılıklı ticaret ve alım heyetlerinin, ikili iş görüşmelerinin artırılması amaçlanmıştır. Böylece Türkiye – İspanya ortasında var olan yüksek ticaret hacminden gereğince hisse alamayan Antalya’nın dış ticaret hacmine olumlu katkılar sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

“URGE projeleri”

Bahar, devam eden HİSER Sıhhat Turizmi Küme çalışmalarına ek olarak, önümüzdeki aylarda; üyeleri yeni pazarlara açmak, yurtdışı pazarları, rakip ülke ve eserleri tanımak, yeni pazarlama stratejileri, yeni işbirlikleri ve ihracat imkanları sağlayacak 4 yeni projeyi hayata geçireceklerini kaydetti. Bahar, 36. küme Oteller ve Benzeri Konaklama Yerleri komitesi ile 37. Küme Restoran, Yiyecek, İçecek ve Cümbüş Hizmetleri komitelerinden gelen talepler doğrultusunda, üyelerin Kaleiçi’nde yaşadıkları meselelerin giderilmesi için de önemli teşebbüslerinin olduğunu bildirdi.

“Yapılandırma”

7440 Birtakım Alacakların Tekrar Yapılandırılması ile Birtakım Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, üyelerin 31 Aralık 2022 ve bu tarihinden evvelki geçmiş yıllara ilişkin aidat borçlarının yapılandırılması için 31 Mayıs 2023 tarihine kadar dijital ortamlardan müracaat yapabileceğini söz eden Bahar, “Bu çerçevede 13 Mart 2023 tarihi itibariyle toplam 46.695 üye yapılandırmadan faydalanabilecektir. Yapılandırmadan faydalanabilecek tüm üyelerin yapılandırmaya dahil olmaları halinde 44 milyon 461 bin 843 TL, Odamıza ödenmiş olacaktır. Bugün yani 25 Nisan 2023 tarihine kadar af kapsamında yapılandırmaya dahil olan fiyat 910 bin 314 TL’ye ulaşmış durumdadır” dedi.

Bahar, Antalya ve Türkiye iktisadı için üreten, katma bedel oluşturan üyelerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü de kutladı.

14 Mayıs 2023 Pazar günü gerçekleşecek olan seçimlerin Cumhuriyetin 100. yılına yakışır bir halde barış, huzur ve demokratik bir ortamda geçmesini diyen Bahar, “Tüm siyasi parti temsilcilerine buradan muvaffakiyetler dilerim. Seçimlerin çabucak akabinde ise Cumhuriyetimizin 100. yılına ulaşması yolunda çok kıymetli bir tarih ve ülkemizin bağımsızlığı yolunda atılan en değerli adım olan 19 Mayıs 1919’un seneyi devriyesini kutlayacağız. Bu vesile ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı şimdiden kutlarım” dedi. – ANTALYA