Ardanuç Belediye Lideri Demir’den Altın Madeni Tesisine Reaksiyon: Bunun Gerçekleşmesi Büyük Bir Felaket Olacaktır

UĞUR İSTANBULLU

Ardanuç Belediye Lideri Yıldırım Demir, Artvin‘in Ardanuç ilçesi Salınbaş Zirvesi’nde 602 hektarlık alana kurulmak istenen altın madenine tepki gösterdi. Demir, “Ey Ardanuç halkı; bu ilçenin başına bahtsız vakitler gelmiş geçmiştir ve bugüne kadar yaşanabilecek en büyük felakettir bu. Bunun gerçekleşmesi en büyük felaket olacaktır diye düşünüyorum” dedi.

Artvin ili Ardanuç ilçesi sonları içerisinde Pondit Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ismine yapılması planlanan ‘Salınbaş Altın Madeni Tesisi imali projesine Ardanuç Belediye Lideri Yıldırım Demir reaksiyon gösterdi.

“850 FUTBOL ALANI BÜYÜKLÜĞÜNDE VE GENİŞLEYEBİLİR”

Yıldırım Demir şunları söyledi:

“Artvin ili Ardanuç ilçesi hudutları içerisinde Pondit Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ismine yapılması planlanan Salınbaş Altın madeni açık ocak işletmesi kapasite artışı, zenginleştirme tesisi, atık depolama tesisi projeleriyle ilgili Çevresel Tesir Kıymetlendirme raporu 13 Nisan’da halkı bilgilendirme toplantısı düzenlenecekti. Bu Ardanuç’un Gümüşhane köyü ve Avcılar köyünde ve tekrar Artvin vilayet merkezine bağlı Okumuşlar ve Köseler köyü olmak üzere dört köyümüzü kapsayan ve bence Cerattepe’den çok daha büyük, çok daha tehlikeli çevresel problemlere yol açabilecek büyüklükte 850 futbol alanı büyüklüğünde diyorlar ve müracaatlarında şu da var; bundan sonra sondaj yapılarak sahanın genişletilebileceğini de belirtiyorlar. Yani ilerde bunun daha büyük alanı kapsayacağını duyuyorum. Ben Ardanuç Belediye Lideri olarak tarihin bize sorumluluk yüklediğini düşünüyorum, Çernobil’de de insanlara bir şey olmaz dediler ve çay içtiler lakin şu an tüm bilim dünyası kabul ediyor ki Çernobil Karadeniz’de kanser olaylarını patlattı.

“BUGÜNE KADAR YAŞANABİLECEK EN BÜYÜK FELAKETTİR”

Şimdi de Gümüşhane köyünde bu maden vasıtasıyla çıkarılacak olan siyanürle bir arada harikulade bir etraf kirliliği ve dayanılmaz bir etrafa ziyanlı olduğu üzere tabiat ya da ziyanlı olacaktır. Biz de bugün bir mahallî yönetici olarak, tarihin bize verdiği sorumluluğuyla Ardanuç halkını uyarıyoruz ve özetle şunu söylüyorum; ey Ardanuç halkı bu her ilçenin başına bahtsız vakitler gelmiş geçmiştir ve bugüne kadar yaşayabilecek en büyük felakettir bu. Bunun gerçekleşmesi en büyük felaket olacaktır diye düşünüyorum. Bu nedenle hem devlet yöneticilerimizi hem halkımızı uyarıyor ve Ardanuç halkı ismine bunu asla ve asla kabul etmemeliyiz ve asla benimsemeyeceğiz ve bunun bir yatırım olmadığını ilçemizin ve köylerimizin vefatı olacağını altını bilhassa çizmek istiyorum. Ben bir lokal yönetici olarak şunun altını çok çiziyorum, biz istihdamdan da yanayız hem işsizlik için bize müracaat ediyorlar ve şöyle söylüyorum, diyorum ki elbette ki ulusal varlığın, ulusal iktisada iştirakine buna hiç kimse itiraz etmiyor. İstihdam alanları da yaratılır. 2002’de bu parti iktidara geldiğinde bin 100 çalışan vardı, artık ise 500 çalışan var. Siz 400 kişi istihdam edeceğiniz yerde 20 yılda 600 çalışanı işinden alıp göndermişsiniz. Yani Ardanuç kaybettiğini dahi geri alamıyor. Mevcut istihdam alanı varken neden kapattınız ki. Ne yaptınız fabrikaları, sıhhat ocaklarını, okulları, adliyeyi kapattınız, artık ise dağın başında zehre karşı istihdamı öne sürüyorsunuz.

“FARKLI BİR TEKNOLOJİ YOKKEN ACELEMİZ NEDİR?”

Şu an tüm Dünya kabul ediyor ki siyanürün dışında altını ayrıştırmak çok güç buradan şunu söylemek istiyorum daima teknoloji değişiyor ve gelişiyor. Orada ulusal varlığımız var yani altın kardeşim teknoloji gelişiyor 10 sene ya da 20 sene sonra hatta 100 sene sonra tahminen daha farklı usullerle tabiata, etrafa ziyan vermeden çıkartma imkanı olabilir. Acelemiz neden diye sormak istiyorum. Biz Pondit şirketine kaynağımızı vermek zorunda mıyız? Şuna geliyorum 100 yıl evvel Çanakkale’de 250 bin şehit bu memleketi ve bu ülkeyi bizlere, çocuklarına, torunlarına bırakmak için o gün şehit oldular. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Artık biz de bizden sonraki kuşaklara şunu mu diyeceğiz, çok acelemiz vardı Kanadalı Pondit’e vermek zorundaydık. O gün şehitler boşuna mı şehit oldu ve inanın beni en çok üzen de bu. Bugün farklı bir teknoloji yokken ne acelemiz var yani nedir acelemiz? Onun için biz kararlıyız, Ardanuç halkı kararlıdır ve biz kararlıyız ve kabul etmiyoruz.

“HEM SİYANÜR HEM EKO TURİZM OLMAZ”

Artvin yöneticileri ve Türkiye yöneticilerinin şu soruya artık karşılık vermeleri gerekiyor ve tercihte bulunmaları gerekiyor ki bende yerelde siyaset yapan birisiyim. Artvin’de diyoruz ki; tabiat turizmi, eko turizmi diyoruz bir yandan ve eğitim kenti olsun diyoruz bir yandan ve bir yandan da maden kenti olsun diyoruz ve barajlar kenti olsun diyoruz. Olamaz, olmaz yani biz bir ateşe hem akaryakıt hem su dökerek sonuç alabilir miyiz? Türkiye’de ve Artvin’de yapılan bu hem akaryakıt dökmüş yakıyoruz hem de su döküp söndürdüğümüzü söylüyoruz ve ikisi bir ortada olmaz akla mantığa karşıttır insanları aldatıyoruz. Türkiye’de global ısınma gerçekleştiği vakit son yeşil Rize ve Artvin’dir. Başka yerler esasen elden çıkmış o vakit yeşil kalacak olan Rize ve Artvin ve bilhassa Artvin coğrafyasına sahip çıkmamız gerekiyor. Yani burada hem madenle hem siyanürle hem zehirle hem de eko turizmle olmayacağını bilmemiz lazım. Çoruh Üniversitemiz bile eko sistem için uzman üniversite seçildi ihtisas üniversitesi seçildi ve Türkiye’de birinci lakin siz ve onun karşısına Cerattepe’de madeni koyarsanız efendim Gümüşhane’de madeni koyarsanız onun ismi ihtisas olmaz ve ismi yalnızca tabelada kalır. Kimse kimseyi kandırmazsın Artvin insanı birbirini kandırmazsın lütfen.”